İSTANBUL(AA) - FURKAN GENÇOĞLU - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp Rehabilitasyon Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Mehmet Ağırman, nefes darlığı, tat alamama, yaygın ağrı, kol ve bacaklarda sızı, cilt bulguları, ishal gibi şikayetlerin de Kovid-19'un habercisi olabileceğini belirterek, "Ancak bu şikayetleri oluşturabilecek tek hastalığın da Kovid-19 olmadığını bilmemiz gerekiyor. Yaygın ağrı, halsizlik, yorgunluk gibi spesifik olmayan şikayetler hastalarımızı 'acaba Kovid miyim?' endişesine düşürebilir. Ağrı, birçok hastalığın ön bulgusu olarak vücudun bir nevi alarm sistemidir." dedi.
Ağırman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son ayları oldukça endişeli geçirmeye neden olan Kovid-19'un belirti ve bulgularının her hastada farklı şekilde ortaya çıkabileceğini söyledi.
Ağırman, "Yıllardır karşılaştığımız birçok hastalığın bilinen belirti, muayene bulguları ve laboratuvar sonuçları arasındaki ilişkiyi Kovid-19 hastalığında kuramamamız biz hekimleri de her başvuran kişiye olası vaka ihtimali ile yaklaşmaya itiyor. Aynı durum maalesef hastalarımız için de geçerli." diye konuştu.
Kovid-19 hastalarının çoğunun, hafif ve orta düzeyde semptomlar geliştirdiğini, bazen asemptomatik olarak hastaneye başvuru bile yapmadan hastalığı geçirebildiğini ifade eden Ağırman, şöyle dedi:
"Tipik olarak beklenen ateş, kuru öksürük ve yorgunluk semptomlarının dışında da birçok farklı semptom ile hastalık kendisini gösterebiliyor. Nefes darlığı, tat alamama, yaygın ağrı, kol ve bacaklarda sızı, cilt bulguları, ishal gibi şikayetler de bu hastalığın habercisi olabiliyor. Ancak bu şikayetleri oluşturabilecek tek hastalığın da Kovid-19 olmadığını bilmemiz gerekiyor. Özellikle yaygın ağrı, halsizlik, yorgunluk gibi spesifik olmayan şikayetler hastalarımızı 'acaba Kovid miyim?' endişesine düşürebilir. Ağrı, birçok hastalığın ön bulgusu olarak vücudun bir nevi alarm sistemidir."
- "Ayırıcı tanıda mutlaka geniş bir pencereden bakmak gerekir"
Mehmet Ağırman, romatizmal hastalık, kireçlenme, fıtık, kas veya eklem kaynaklı problemlerin vücutta ağrılara sebep olabileceğini belirterek, "İç organlarımızdaki hastalıklar da yansıyan ağrılara neden olabilir. Ayırıcı tanıda mutlaka geniş bir pencereden hastalığa bakmak gerekir. Ağrının süresi, karakteri, hangi durumlarda artıp hangi durumlarda azaldığı, eşlik eden başka bir şikayetinin olup olmaması, kişinin daha önceki hastalıkları irdelenmelidir. Hastaya düşen en önemli görev, kendi tanısını kendisi koymadan, devam eden şikayetlerde bir hekime başvurmasıdır. Hekime düşen görev de hastanın öyküsü, muayenesi ve gerekirse testleri ile en doğru tanıyı koyması ve tedavisini sürdürmesidir." şeklinde konuştu.
Ağrının ayırıcı tanısında, birçok hastalık ve gündem itibarıyla Kovid-19 hastalığı düşünülse de halen toplumda görülen en sık ağrı kaynağının kas-iskelet sistemi olduğunu vurgulayan Ağırman, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bel-boyun ağrıları, fibromiyalji hastalığı sıklıkla karşılaşılan durumlardır. Yaygın kas ağrısı ile giden fibromiyalji hastalığı da toplumun yüzde 1-2'sini etkiler ve çoğunluğunu 40-55 yaş arası kadın hastalar oluşturur. Romatizmal hastalıklar, bakteriyel veya Kovid-19 gibi viral enfeksiyonlar da yaygın ağrıya neden olabilir. Literatürde sadece bel ağrısı ile başlayan Kovid-19 hastaları dahi bildirilmiştir. Kas-iskelet sisteminin ağrılı durumlarını bu hastalıklardan ayırt etmek gerekir. Yaygın ağrı ile birlikte enfeksiyon bulgularının olmaması, yorgunluk, uyku bozuklukları ve duygu durum bozukluklarının varlığı fibromiyalji lehine değerlendirilir.
İş gücü kaybı, yaşam kalitesinde bozulmaya neden olan fibromiyaljide temel hedef, ağrının ortadan kaldırılmasıdır. Enfeksiyon hastalıklarında dinlenme önerilirken, fibromiyalji hastalarında bunun tam tersi olarak orta-yüksek yoğunluklu egzersizler önerilir. Sonuç olarak, hekiminiz muayene ve laboratuvar tetkikleri ile diğer hastalıkları ekarte ederek etkin tedavinizi planlayabilir."