- Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Murat Bülbül: - 'Kök hücre tedavisi mucize değil ancak gelecekte tek yöntem durumuna gelebilir. Kök hücre tedavisiyle kireçlenmeyi kaybetmek gibi bir
İSTANBUL (AA) - Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Murat Bülbül, "Kök hücre tedavisi mucize değil ancak gelecekte tek yöntem durumuna gelebilir. Kök hücre tedavisiyle kireçlenmeyi kaybetmek gibi bir ihtimal yok. Bu tedavi ile kireçlenmenin ilerlemesini engelliyoruz. Gelecekte tek tedavi yöntemi kök hücre olacak. Tabii şu anda çok ilkel seviyede." ifadelerini kullandı.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan yazılı açıklamayla ortopedide biyolojik tedavilere ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Murat Bülbül, zedelenen kıkırdak dokunun iyileşemeyeceğini ancak tedavilerle ilerlemesinin engellenebileceğini aktardı.
Kıkırdak dokunun bozulmasıyla harekette sorunların yaşandığını anlatan Prof. Dr. Bülbül, şu bilgileri verdi:
"Hastalığın ilerleyen dönemlerinde geceleri yatarken sıkça ağrı başlayabilir. Ağrı ile birlikte insanların hareket gücü oldukça azalabilir. Hastalığın şikayetleri ilk başladığı zaman eklemin çevresindeki kasları güçlendirici egzersizler yapılmalı. Yanlış spor yapan gençler, spor yaparken aşırı zorlayan orta yaşlar, çocuklarda travmaya bağlı eklem kırıkları, 7'den 70'e herkes risk altında. Eklemleri oluşturan kıkırdağın damarı, siniri ve lenf dolaşımı olmadığı için iyileşme ihtimali az.
Kıkırdak dokunun hasarlanmasında kendi kendini iyileştirmediği için kireçlenme dediğimiz artroz bulguları ortaya çıkar. Kireçlenmenin tedavilerinde ise genelde yüzde 10 cerrahi tedaviyle protez yapılıyor veya artroskopik kamerayla girilip hasarlı olan bölgeler debritman yapılıp temizleniyor."
- "Cerrahi müdahale, son çare olmalı"
Cerrahi müdahalenin son çare olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Bülbül, hastaların yüzde 90'ına yakınında suni eklem sıvıları, kortizon uygulamaları ve biyolojik tedavi yöntemlerinin kullanıldığını aktardı.
Bülbül, biyolojik tedavi içinde en popüler yöntemlerin PRP, sitokin ve kök hücre olduğunu belirterek "PRP’nin suni eklem sıvılarından çok bir farkı yok. Suni eklem sıvılarının tedavide yeri olmadığı artık Amerikan Akademi tarafından ispatlandı. PRP'nin de kıkırdak iyileşmesinde artık çok fazla yeri olmadığı ispatlanmış durumda. Sitokin ise ağrılı olan kireçlenme bulgularında uyguladığımız bir yöntem. Tedaviye yönelik çok fazla bir katkısı olmasa da ağrılı dönemlerde ameliyat için erken olan hastalarda faydalı bir yöntem. PRP gibi kişinin kendi kanını alıp 37 derece cam molekülleriyle beraber bekletiyoruz. Onun içerisinde İLRA maddesi üretiyoruz. Bu madde ağrıları oldukça azaltıyor. PRP, sitokin ve kök hücre yöntemleri ağrıları azaltır, hasarın ilerlemesini önler ancak iyileştirmez." ifadelerini kullandı.
Kök hücre tedavisinin mucize olmadığını ancak gelecekte tek yöntem durumuna gelebileceğini bildiren Prof. Dr. Bülbül, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kök hücre, dünyada 5-6 senedir Türkiye'de ise 3-4 yıldır yaygın olarak uygulanıyor. Fakat mucize değil. Kök hücre uygun endikasyonda, uygun insanlara yapılırsa başarı şansı yüzde 30-50 oranlı bir tedavi yöntemi. Kök hücre tedavisiyle kireçlenmeyi kaybetmek gibi bir ihtimal yok. Bu tedavi ile kireçlenmenin ilerlemesini engelliyoruz. Bir tren düşünün. Hastaları, Haydarpaşa'dan Ankara’ya giden yolda Sakarya'da indirmek için uğraşamıyoruz. Biz treni Sakarya'da bırakmaya çalışıyoruz. Şu anki yöntemlerle 55-60 yaşındaki bir kireçlenme hastası, tedaviler sonucu 30 yaşındaki haline dönemez. Gelecekte tek tedavi yöntemi kök hücre olacak. Tabii şu anda çok ilkel seviyede."