- Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu/ Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay: - '2021 yılı Türkiye ve AB için fırsat ve sınamalara gebe olacak gibi görünüyor' - 'AB süreci bizler için çok önemli. İş dünyas
İSTANBUL (AA) - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Zeynep Bodur Okyay, "2021 yılı Türkiye ve AB için fırsat ve sınamalara gebe olacak gibi görünüyor." dedi.
Okyay, DEİK Eu Talks kapsamında gerçekleştirilen "Türkiye-AB İlişkilerinde 2021 Beklentileri" webinarında yaptığı konuşmada, Türkiye-AB ilişkilerinin her daim inişli çıkışlı bir seyir izlediğini söyledi.
Okyay, "Bu sürecin de sivil toplum kuruluşlarındaki rollerim sebebiyle nereden baksanız çeyrek asırlık bölümüne bizzat tanıklık etme fırsatım oldu. Bugün panelimize konuk olan büyükelçilerimiz kariyerlerinin farklı aşamalarında doğrudan bu sürece ömürlerini verdiler. Türkiye'de çok sayıda kurum AB'yi öncelikli gündemi edindi. Benzersiz bir emek ve çaba Türkiye'de AB ülküsüyle sarf edildi." diye konuştu.
DEİK'in organizasyonuyla dijital yollarla da olsa bir araya geldiklerini belirten Okyay, "İş dünyası perspektifiyle bakıldığında Araf'ta kalmanın ekonomik ve ticari kazanç getirmediğini söylemek mümkün. Küresel ticaret sistemi kendisini yeniden şekillendirirken, teknik seviyede her iki tarafın da mutabık kaldığı gümrük birliğinin modernizasyonu sürecinin dahi arafta takılı kalması bile bizlere belirgin bir zarar olarak dönüyor." açıklamasında bulundu.
Okyay, şunları kaydetti:
"Panelimizin konusunu oluşturan 2021 beklentileri çerçevesinde konuşmacılarımızın Türkiye-AB ilişkileri için nasıl bir gelecek senaryosu tasavvur ettiklerini duymayı çok önemli buluyorum. Merak ediyorum ki acaba bu Araf'ta kalma hali sürdürülebilir midir? Veya tam tersi aslında ilişkilerde her zaman mı aslında böyle bir arada kalmışlık hali mevcuttu? Yani görülmektedir ki Türk iş dünyası için ekonomik ve ticari fırsatlar, teknoloji transferi ve ortak üretim fırsatları, bununla birlikte vize serbestisi gibi doğrudan insan temasına ilişkin boyutlar; daha ileri entegrasyonu beklenti haline getiriyor. İleri seviye iş birliğinde AB iş çevrelerindeki paydaşlarımız da muhakkak ki bir hayli fayda sağlıyor. Yüksek karşılıklı ticaret hacmimiz ve hayata geçirdiğimiz büyük ölçekli ortak projeler bunun en önemli göstergesi. Ama bunun tam tersi bir gelecek senaryosu çizmek de pekala mümkün."
- "İş dünyası adaptasyon ve esneklik konusunda toplumların kabiliyetli kesimidir"
Türk iş dünyası için ekonomik ve ticari fırsatlar teknoloji transferi ve ortak üretim fırsatları bununla birlikte vize serbestisi gibi doğrudan insan temasına ilişkin boyutlar daha ileri entegrasyona beklenti haline getirdiğini belirten Okyay, "İleri seviye iş birliğinde AB iş çevrelerindeki paydaşlarımızla muhakkak bir hali fayda sağlıyor. Yüksek karşılıklı ticaret hacmimiz ve hayata geçirdiğimiz büyük ölçekli ortak projeler bunun en önemli göstergesi ama bunun tam tersi bir gelecek senaryosu çizmekte pek ala mümkün." diye konuştu.
Okyay, 2021 yılının bu açıdan beraberinde getirdiği bütün dönüşümler ile birlikte kritik bir yıl olduğunu söyledi.
İş dünyasının adaptasyon ve esneklik konusunda toplumların kabiliyetli kesimleri olmaya devam ettiğinin altını çizen Okyay, "Dolayısıyla böyle bir sorgulama öze dönme anında Türk iş dünyasının da Türkiye- AB ilişkilerinde gelişmesinde verebileceği önemli katkılar mevcut. DEİK bu konuda üzerine düşeni her zaman yapmıştır. Avrupa Birliği bahsettiğim bu yenilenme olanağını Green Deal ve dijitalleşme gibi iki iddialı dönüşümden sürdürecek gibi görünüyor. Stratejik öncelikleri böyle şekilleniyor." dedi.
Okyay, 2021 yılının Türkiye ve AB için fırsat ve sınamalara gebe olacak gibi göründüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB süreci bizler için çok önemli. İş dünyası için çok önemli. Gümrük birliğinin Türkiye'ye kattığı değere bizzat şahit olmuş bir sanayici olarak bunu söylüyorum. Tam üyelik perspektifinin koyduğu çıta iş yapma ortamımız dönüştürdü. Ticaret mevzuatımızı da güçlendirdi. Dış ticaret fırsatlarımızı da katladı. Türk şirketlerinin küresel tedarik zincirlerinin parçası olmasının da önünü açtı. Bu kazanımları büyük ölçüde üyelik perspektifinin sağladığını hepimiz biliyoruz. Birazda yapısal reform ivmesine ve gümrük birliğine bunu borçlu olduğumuzu söylüyoruz."