İSTANBUL (AA) - Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, AA muhabirinin son ekonomik gelişmeler ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinin seyrine ilişkin sorularını yanıtladı.
Kovid-19 salgınının gündelik hayat gibi ekonomik aktiviteyi ve iktisadi büyümeyi de olumsuz yönde etkilediğini belirten Utku, 2019 yılının son çeyreğinde yakaladıkları ivmeyle 2020 yılına reel ekonomi tarafında hızlı girildiğini söyledi.
Utku, bu çerçevede ocak ve şubat aylarının oldukça iyi geçtiğini ancak salgının şiddetinin artması, uluslararası dolaşımın oldukça azalması ve mart ayında yurt içinde karantina uygulamalarının başlamasıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonominin durgunluk dönemine girdiğini anlattı.
Yaklaşık 3 aylık bu sürecin karantina önlemlerinin gevşetilmeye başladığı haziran ayına kadar devam ettiğini aktaran Utku, şöyle devam etti:
"İktisadi faaliyetteki bu ani duruş, 2. çeyrek büyüme rakamlarına da yansıdı ve Türkiye, 2. çeyrekte yıllık yüzde 9,9 küçüldü. Haziran ayından sonra karantina önlemlerinin gevşetilmesi, kredi aktarım mekanizmasının güçlü bir şekilde çalışması, özellikle konut ve taşıt başta olmak üzere düzenlenen kampanyalar neticesinde yurt içinde hızlı bir toparlanmaya şahit olduk.
Hizmetler sektöründe toparlanma görülmesi zaman alabilecek. Son birkaç yılda bize çok ciddi katkı sağlayan turizm sektöründen bu sene iktisadi manada çok ciddi bir katma değer beklememek gerekiyor diye düşünüyorum. Ancak hizmetler sektörünü bir kenara bıraktığımızda geriye kalan sektörlerde yaşanan hareketlilik ve toparlanma hızı Türkiye'yi 3. ve 4. çeyrekte büyüme tarafında yeniden pozitif tarafa atabilir. Bu noktada temmuz ayının ikinci yarısından itibaren borçlanma maliyetlerinde başlayan yükseliş ve sıkılaşma adımlarını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Tüm bu gelişmelere birlikte baktığımızda iktisadi faaliyetteki toparlanmanın yılın geri kalanında belirli ölçüde devam etmesini beklerken, tüm yıl genelinde Türkiye ekonomisinde yüzde 1-2 civarında negatif bir büyüme görebileceğimizi düşünüyoruz."
"Bankacılık sektörü pandemi döneminde çok iyi sınav verdi"Melikşah Utku, 2019 yılında yaşanan durgunluk döneminden kaynaklı baz etkisinin de katkısıyla TL kredilerde bu dönemde yüzde 50'ye yaklaşan büyüme oranlarının yaşandığını kaydetti.
Bu süreçte katılım bankalarındaki TL kredi büyüme oranının yüzde 90 seviyesine çıkarken, toplam TL kredi hacminin 140 milyar TL'yi aştığını vurgulayan Utku, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Özellikle konut ve taşıt alanındaki kampanyalar, açıklanan destek paketleri ve bununla birlikte pandemi süresince ertelenen harcamalar bu büyümenin belirleyicileri oldu. Temmuz ayının sonuna doğru ise bu hızlı geçen 2 aylık sürecin ardından dengelenme süreci başlarken, borçlanma maliyetlerinde de bir yükseliş ve sıkılaşma görüldü. Diğer taraftan baktığımızda gerek fon gerekse borçlanma kanalları noktasındaki düşük maliyet bir yan etki olarak dolarizasyonu ve ithalatta bir nebze yukarı yönlü ivmelenmeyi beraberinde getirdi. Özellikle pandemi öncesi dönemde bir nebze çözülmeye başlayan ve o dönemde dengeli ilerleyen kıymetli madenler dahil döviz tevdiat hesaplarında mayıs ayı sonundan itibaren yeniden bir yükseliş başladı. Son olarak ağustos ayında bu rakam 245 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkarak tarihi rekorunu tazeledi."
Utku, bankacılığın, pandemi sürecindeki çalışmaya en hızlı adapte olan sektörlerden biri olduğunu vurguladı.
Bu süreçte birçok genel müdürlüğün, kolaylıkla ve oldukça çevik bir şekilde faaliyetlerini evden yürütebilecek bir pozisyon aldığını belirten Utku, bu süreçte dijital kanalların öneminin daha da çok ön plana çıktığını kaydetti.
Utku, tüm bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, bankacılık sektörü olarak bu süreçte gayet iyi bir sınav verdiklerini ve reel ekonomiyi destekleyici fonksiyonlarını çok büyük oranda yerine getirdiklerini söyledi.
"Doğal kaynak keşfi, enerji açığını kapatma noktasında destekleyici olacak"Albaraka Türk Genel Müdürü Utku, Karadeniz'de keşfedilen doğal kaynakların Türkiye ekonomisi için oldukça kritik ve bir o kadar da sevindirici olduğunu ifade etti.
Özellikle uzun yıllardır devam eden keşif faaliyetlerinin ilk meyvelerini böylesi bir miktarla almanın oldukça gurur verici olduğunu dile getiren Utku, ülkenin ekonomik olarak kronik yapısal problemlerinden olan cari açığın yaklaşık yüzde 80-90'ının enerji alanındaki açıktan kaynaklandığını söyledi.
Utku, çekirdek denge olarak tabir edilen altın ve enerji harici dengeye tarihsel olarak bakıldığında, aslında oldukça dengeli bir seyrin izlendiğini aktardı.
Türkiye'nin yumuşak karnı olan enerji noktasında böylesi bir doğal kaynak keşfinin enerji açığını kapatma konusunda destekleyici olacağını ifade eden Utku, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte her ne kadar doğal gazın ana karaya taşınarak kullanıma başlanması için 3-4 yıllık bir periyottan söz edilse de faydalarını daha öncesinde de muhtemelen görmeye başlayacağız. Yenileme dönemi gelen doğal gaz anlaşmalarında sahip olduğumuz bu rezerv bize çok ciddi bir pazarlık kozu olarak geri dönecektir. Ayrıca, söz konusu keşfe dair bulguların daha büyük rezerv alanlarının varlığına da işaret etmesi gelecek açısından umut verici bir gelişme olarak ön plana çıkıyor. Tüm bu güzel gelişmelerin yanında şunu da belirtmek gerekir ki; söz konusu keşif, Türkiye'nin 7 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek boyutta ve yaklaşık 70-80 milyar dolarlık bir değer hesabı söz konusu. Dolayısıyla oldukça gelecek vadeden ve güçlü bir başlangıç olmakla birlikte Türkiye'nin enerji sorununu kökten çözebilmek için yeni keşiflere odaklanmamız ve yenilenebilir enerji noktasında gösterdiğimiz başarılı performansı daha da ileriye taşımamız gerektiğini düşünüyorum."