- Şirket, başlattığı sosyal sorumluluk kampanyasıyla, ruhsal hastalıklar yaşayan bireyler ve yakınlarının yaşadığı en büyük sorunlardan biri olan damgalamaya karşı, 'dilde değişim' çağrısı yapıyor - Abdi İbrahim Otsuka ile Şizo
İSTANBUL (AA) - Abdi İbrahim Otsuka, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında "Öyle Söyleme" isimli hareket başlattı.
Abdi İbrahim Otsuka'nın açıklamasına göre, yenilikçi ürünlerinin yanı sıra ses getiren sosyal sorumluluk projeleriyle de başarılı işlere imza atan şirket, 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde "Öyle Söyleme" ismiyle, toplumun tüm kesimlerini, günlük dilde kullanılan ve damgalama içeren hatalı söylemler konusunda farkındalığa davet ediyor.
Ruhsal hastalıklar yaşayan bireyler ve yakınlarının yaşadığı en büyük sorunlardan olan damgalamaya (stigma) karşı dilde değişim çağrısı yapan Abdi İbrahim Otsuka'nın hareketine, Şizofreni Dernekleri Federasyonu, Bipolar Yaşam Derneği, Türk Nöropsikiyatri Derneği ve Türkiye Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği de destek veriyor.
Başta şizofreni olmak üzere ruhsal hastalıklar yaşayan bireyler ve yakınlarının hayata katılımını desteklemek üzere, Abdi İbrahim Otsuka ve Şizofreni Dernekleri Federasyonu'nun iş birliğiyle geçen 5 yılda önemli sosyal sorumluk çalışmaları gerçekleştiren Görmezden Gelmeyelim projesi, bu yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'nde başlatılan "Öyle Söyleme" hareketiyle bir platforma dönüşüyor.
- "Damgalama içeren söylemlere dikkat çekmek istedik"
Açıklamada kampanyaya ilişkin değerlendirmeleri yer alan Abdi İbrahim Otsuka Şirket Yöneticisi Elif Elkin, her yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı gününde toplumdaki anlayış ve farkındalıkları hedefleyen etkinlikler yaptıklarını anlattı.
Fiziksel mesafelerin arttığı ancak etkileşime olan ihtiyacın fark edildiği bu dönemde, iletişimde damgalama içeren söylemlere dikkat çekmek istediklerini aktaran Elkin, "Sosyal sorumluluk projelerimizin ana hedefi, ruh sağlığı konusunda toplumsal farkındalık yaratarak hasta ve hasta yakınlarına destek olmak." ifadesini kullandı.
Geçen yıl yaptıkları ve ESOMAR Vakfı'nın büyük ödülünü kazanan araştırma sonucunda, hasta ve hasta yakınlarının karşılaştığı damgalamanın büyük bir toplumsal sorun olduğunu gördüklerini aktaran Elkin, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu durumu düzeltmek için herkese görev düşüyor. Değişimin dilde başladığından yola çıkarak Öyle Söyleme hareketimizle öncelikle kendi düşünce ve sözlerimizde başlayacak bir davranış değişikliğine çağrı yapıyoruz. Arkadaşlarımızı, ailelerimizi ve iş çevremizdeki herkesi, günlük dilde ruhsal hastalıklara atıfta bulunan damgalayıcı söylemlerden uzak durmaya, bu tip söylemlerin farkında olmaya davet ediyoruz. Özellikle hasta ve hasta yakınlarının yaşadıkları zorluklar konusunda empati yaparak ve günlük dildeki hatalı kalıplara karşı daha dikkatli olarak hareketimize katılmalarını rica ediyoruz."
- "Ruhsal hastalıklarla ilgili sözcükleri aşağılama ya da hakaret olarak kullanmayalım"
Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür ise ruhsal rahatsızlıklar üzerindeki damgalama, dışlama ve ayrımcılıkla ilgili sorunların, seçilen sözcüklerden ve davranışlardan kaynaklandığını bildirdi.
İletişimin ailede başladığını, sözcükleri tercih etmenin, sözcüklere anlam yüklemenin ve onların nasıl kullanılacağının aile ortamında öğrenildiğini kaydeden Soygür, şu ifadeleri kullandı:
"Okul ve eğitim sürecimiz tamamlandıktan sonra kitaplardan, yayınlardan ve televizyonlardan, radyolardan, internetten, sözel, görsel ve görsel olmayan basından etkileniyoruz. Birbirimizle kurduğumuz ilişkilerde ve diyaloglarımızda ruhsal hastalıklarla ilgili sözcükleri aşağılama ya da hakaret olarak kullanmaktan vazgeçelim. Tanıdıklarımız, çevremiz, topluma mal olmuş kişiler bu nitelemeleri kullandığında mutlaka birey olarak sorumluluk alalım ve öyle söyleme diyelim."
- "Basit gibi görünen sözler çok rencide edebiliyor"
Bipolar Yaşam Derneği Başkanı Özlem Sarı da hastalık konusunda hiç bilgisi olmayan kişilerin, damgalamaya yönelik söylemlerinin hasta ve hasta yakınlarının durumunu hafife almak anlamına geldiğini belirterek, basit gibi görünen sözlerin çok rencide edici olabildiğini bildirdi.
Türk Nöropsikiyatri Derneği Başkanı Doç. Dr. Betül Yalçıner de, "Damgalama, çoğunluğun kendinden farklı ve azınlıkta olanlara karşı kullandığı bir tanımlama yöntemi. Bir kişi damgalamaya maruz kaldığında, yalnızlık hissiyle birlikte kendisine biçilen rolü devam ettirmeye başlıyor. Bu, tedaviye ulaşma ve kabul etme konusunda büyük zorluklara yol açıyor." açıklamasında bulundu.
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Eyüp Sabri Ercan da otizmin, bireylerin farklı bir beyin yapısıyla doğmaları nedeniyle karşılaşılan kronik bir durum olduğunu kaydederek, yüzde 1,5 sıklıkla görülen bu hastalığın kişinin çok yakınındaki kişide çıkabileceğini anlattı.
Ercan, "Bizler için normal olan iletişim onlar için büyük bir çaba gerektirir. Toplumda otistik kelimesinin kullanılması bir tarafa, bu nitelemenin hakaret ya da eleştiri olarak kullanılması bu özel bireyler ve aileleri için büyük bir yaraya dönüşüyor." ifadelerini kullandı.