Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Senatosu; Van’da, Bitlis’te ve Elazığ’da terör örgütünün gerçekleştirdiği hain saldırıları lanetleyerek, şehitlere Allah’tan rahmet ve yaralılara da acil şifalar diledi.
YYÜ Senatosu’ndan yapılan açıklamada, "17 Ağustos 2016 tarihinde Van’da, bugün de Elazığ’da ve Bitlis’te gerçekleştirilen terör saldırılarında güvenlik güçlerimizi şehit vermiş, birçok vatandaşımızı hayatını kaybetmiş ve yüzlerce kişi yaralanmıştır. Hain terör saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet; yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Terör saldırılarını düzenleyenleri nefretle ve şiddetle kınıyoruz. Son günlerde gittikçe artan bu hain saldırıların FETÖ / PDY’nin düzenlediği darbe girişimine direnen ve demokrasi tarihine altın harflerle adını yazdıran halkın birlik ve beraberliğe iştiyakı ve sevgisinin arttığı, kardeşliğimizin her geçen gün pekiştiği, muhalefet ve hükümetin bir araya geldiği, hülasa bu ülkeye gönül verenlerin bir oldukları bir zamana tesadüf etmesi ne kadar manidardır. Kentin göbeğinde patlayan ve sivilleri hedef alan Van saldırısı; bütün baskı ve yıldırmalara rağmen hendek kazılmasına direnen ve terör örgütlerine geçit vermeyen vatansever Van halkına karşı girişilen nefret ve kinin dışavurumu değil midir? 19 yaşında ve ekmeğinden başka bir derdi olmayan Vanlı bir kasiyerin, yüzlerce masum vatandaşımızın bombalanmasını hangi ideoloji ve düşünceyle izah edebiliriz? Yüce milletimiz; FETÖ / PDY hainleri, melun darbe girişimiyle ülkemizde iç savaş çıkartmak istediler, beceremediler. Yıllardır bu ülkeyi parçalamak isteyen PKK hainleri, son koz olarak hendeklerle bu ülkenin altını kazmak istediler; altında kaldılar. Her iki terör örgütünün aynı amaca hizmet etmeleri ne kadar manidardır. Görünen o ki bu ülke, Kürt’üyle Çerkez’iyle Türk’üyle ve tüm unsurlarıyla ayakta kaldığı ve direndiği müddetçe bu terör örgütleri de aynı çıkara hizmet etmek için bir araya gelecek ve güzel ülkemizi parçalamak için hiçbir ayrım yapmadan kan dökeceklerdir. Demek ki daha da dirençli ve uyanık olmak zorundayız. Demek ki asla ümitsizliğe ve bedbinliğe düşmemeliyiz. Demek ki safları daha da sıklaştırmalıyız. Demek ki dualarımız daha da gönülden, daha da gür bir şekilde yükselmelidir. Demek ki bu ülkede yaşayan Kürt’ün Türk’ten; Türk’ün Çerkez’den gayri dostu yoktur" denildi.