Erzurum’un tarihi okullarından, 1889 yılından bu yana eğitim ve öğretim hayatını sürdüren Erzurum Lisesi, unutulmuş, atıl durumda kalmış eserleri bir araya getirerek kendi bünyesinde oluşturduğu müze ile adeta tarihe bir yolculuk yapt?
Erzurum’un tarihi okullarından, 1889 yılından bu yana eğitim ve öğretim hayatını sürdüren Erzurum Lisesi, unutulmuş, atıl durumda kalmış eserleri bir araya getirerek kendi bünyesinde oluşturduğu müze ile adeta tarihe bir yolculuk yaptırıyor.
Erzurum Lisesi mezunu edebiyat öğretmeni şu an Erzurum Lisesi Okul Başmüdiresi olarak görevini sürdüren Sebile Alkır, tarihi bir eğitim müzesi ile okulun yüzyılı aşkın tarihinin bu müzede yaşatıldığını belirtti.
Erzurum’un en eski lisesi olan okulun 1889 yılında Erzurum İdarisi daha sonra Sultaniye Mektebi adı altında eğitim verdiğini dile getiren Alkır, “Okulumuzda çürümeye yüz tutmuş tarihi eser niteliğindeki eşyaları, belgeleri saklamak ve geleceğe taşımak amacıyla 2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın oluru ile okul müzemiz oluşturuldu. 2017 yılında tarihi liselere Eğitim Tarihi Müzesi projesi kapsamında okul müzemiz İl Eğitim Tarihi Müzesine dönüştürüldü. Eğitim sistemlerinin tarihlerini yaşatabilmek adına Eğitim Müzesinin önemi çoktur. Ancak bu yolla bir eğitim tarihi farkındalığı oluşturulabilir ve gelecek nesillere de aktarılabilir. Arşiv niteliği taşıyan evrak, doküman, yayın, dergi, gazete, fotoğraf, okula, pansiyona, yemek hanesine ait eğitim hafızamızı oluşturan tüm eserlerin, materyallerin, bütün objelerin tasnifi, temizliği ve restoresi yapıldı” dedi.
Soyadı Kanunu çıkmadan önce eski yazı ile tutulan öğrenci kütükleri, Harf İnkılabından önceki yazılar, eski ve yeni yazının birlikte kullanıldığı defterler, eskiden kullanılan deney malzemeleri, Osmanlı döneminden kalan eşyaların müzede sergilendiğini anlatan Sebile Alkır, “Müzemizde birbirinden ilginç ve kıymetli eşyalarımız bulunuyor. Kıymeti parasal açıdan değil hepsinin yüzlerce anıyla donatılmasından geçiyor. Ders zilinden, yangın söndürme tüpüne, fotoğraf makinasından yemek kazanına, masasından daktilosuna kadar, okulumuzun kazandığı kupalar, şiltler, okul malzemeleri, bando takımı, izci malzemeleri, yüz yıllık tarihi kesiti yansıtan ders araç ve gereçleri, diplomalar gibi. Kurtuluş Savaşından sonra okul müdürüne tahsis edilen pirinç oymalı kabzası ile Şam çeliğinden yapılma beylik kılıcı. Okul müdürlüğü resmi törenlerde bu kılıcı kullanırmış. Müzik dersinde kullanılan 1930’lu yılların yapımı fildişi tuşları olan piyanolar, akordeonlar gibi. 1800’lü yıllardan kalma Çekoslovak ve Alman yapımı kemanlar, fotoğraf ve sinema makinaları, ses cihazları gibi, say say bitmez. Bu müze ile okulumuzun dolayısıyla da Türk Eğitim Tarihinin geçirdiği aşamaların da tarihsel bir kesiti ortaya konulmuştur. Hepsi hafızamızda. Hepsi bizim için çok değerli. Ama birisi var ki, bizim gönlümüzde çok ayrı bir yere sahip. 1924 yılında Erzurum’un ilçesi olan Pasinler’de meydana gelen depremden sonra halka başsağlığı ve taziyeye aynı zamanda da geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak üzere Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Atatürk Erzurum Lisesini de ziyaret ederek bir hatıra fotoğrafı çektirmiştir. Bu fotoğraf da o dönemde okulumuzda edebiyat öğretmenliği yapan Ahmet Hamdi Tanpınar’da vardı. Bu fotoğraf bizim için bir gurur kaynağıdır” diye konuştu.