Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Malazgirt Şubesi, ilçede görev yapan öğretmen ve idarecilerle istişare toplantısı yaptı.
Eğitim Bir-Sen Malazgirt Şubesi tarafından ilçede görev yapan okul temsilcileriyle yapılan toplantı, Malazgirt Öğretmenevi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; Eğitim Bir-Sen Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, AK Parti Belediye Başkan Adayı Cengiz Altın, AK Parti İlçe Başkanı Kenan Deniz, AK Parti İl Genel Meclis Üyesi Adayı Sait Yıldırım, Eğitim Bir-Sen Malazgirt İlçe Başkanı Erhan Aslan ve yönetim kurulu üyeleri, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu yetkilileri ve Eğitim Bir-Sen’e üye öğretmenler katıldı. Burada konuşan Başkan Barışan; Eğitim Bir-Sen’in Malazgirt’te 400, Muş merkezde 3 bin 500, ülke genelinde ise 450 bine aşkın üyesiyle Türkiye’nin en büyük sivil toplum hareketi olduğu belirtti. Barışan, “Bu başarıda büyük payı olan tüm teşkilatlarımıza çok teşekkür ediyorum. Eğitim Bir-Sen, 14 Şubat 1992’de, ülkede ‘yeni bir sendika daha olsun’ diye yola çıkmış bir teşkilat değil. Sendikal alana, emek kulvarına entelektüel kapasitenin dokunması, yeni bir sendikal hareketin oluşması amacıyla yola çıkan Eğitim Bir-Sen’in, erdemli bir sendikal hareket olarak milletin arabasıyla, esnafın camıyla, kaldırımın taşıyla sorunu olmamıştır. Temsil ettiği eğitim çalışanlarının hakkını ararken, başkasının hukukuna girmemeye özen göstermiştir. 27 yıllık zaman zarfında bu sendikal hareketin, bu tarzının ‘bizcesinin kitapta yeri var mı?’ diye soruların sorulduğu ve sabahlara kadar kısır tartışmaların yapıldığı 92’den bugüne bu hareket; bırak kitapta yerini, sendikacılığın kitabını yazarak, bütün mazlum coğrafyalarda yeni bir umudu temsil ediyor. Burası Türkiye’nin entelektüel kapasitesi. Onun için bu teşkilatın hayatı görme bakış açısı, işi tutma ve iş görme kabiliyeti farklıdır. Eğitim Bir-Sen, 2000’den sonraki darbe girişimlerinde millet iradesinin yanında durdu, 15 Temmuz’da alanlara ilk çıkan teşkilat olarak tarihe kaydoldu. ‘Eğitim Bir-Sen iyi ki var’ cümlesinin altında, 12 milyon 300 bin imzayı bir ayda, kar kış, yağmur çamur demeden toplayıp kamusal alan yalanını tarihin çöp sepetine gönderen büyük bir ailenin başarısı var. Ülkenin demokratikleşmesinde, demokrasinin sürmesinde emeğimiz, alın terimiz, akıl terimiz var. ‘Angaryaya hayır’ diyerek başlattıkları mücadelenin sonunda nöbet karşılığında ücret verilmesi, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin sona erdirilmesi ve sınav ücretinin yüzde 250 artırılması, kurs merkezlerinde görevli memur ve hizmetlilere fazla çalışma ücreti ödenmesi, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin artırılması, aday öğretmenlere eğitime hazırlık ödeneğinin verilmesi, kamu görevlilerinin cuma günü öğle tatili süresinin Cuma namazı vaktini de kapsayacak şekilde uzatılması gibi önemli kazanımlar elde ettik. Sahip olduğumuz bilgi, bilinç ve gücün yardımıyla, inandığımız doğruların hayat bulması için mücadelemize devam ediyoruz. Gücün, itibarın ve ekonomik değerlerin daha âdil paylaşılmasını ve her bir insanımız için daha onurlu bir hayat talep ediyoruz. Eğitim çalışanlarının sorunları bizim sorunumuzdur. Biz, eğitim çalışanlarının sorunları çözülmeden eğitimin sorununun çözülemeyeceğine inanıyoruz. Bu nedenle, sorunların üzerine gitmeye devam edeceğiz” dedi.
“27 yıllık sendikal tarihimizde demokrasinin ülkede yerleşmesi ve millet iradesinin her alanda hâkim olması için mücadele ettik” diyen Başkan Barışan, şöyle devam etti:
“Serbest kıyafet eylemiyle kamuda çalışan bayanlara yönelik kılık kıyafet sınırlamasını kaldırdık, kat sayı adaletsizliğine son verdik. Biri bizi gözetliyorsa, dönüşen milli güvenlik dersini müfredattan çıkardık. İrtica söylemini milli güvenlik siyaset belgesinden çıkardık. Ülkenin milli birlik ve beraberliğinin güçlenmesi, vesayetin geriletilmesi, bizi mutsuz eden uygulamaların ortadan kaldırılması için mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz. Bütün bunları gerçekleştirirken dokumuzun uyuştuğu, kimyamızın örtüştüğü yönetim pratiği olmasaydı, sancılı süreç devam edecekti. İstikrarın olmadığı yerde, emeğin değerinden bahsedemeyiz. İstikrar var ise cebimiz şenlenir, istikrar var ise mutfağımız canlanır, kamu çalışanları olarak refah payından hakkımızı alırız. Hep doğruyu söyledik, yanlışı gösterdik. Sorunları tespit ederken, çözüm önerilerimizi de sıraladık. Bununla da yetinmedik, çözümün takipçisi olduk. Kendimizi milletimizden alacaklı görmedik hiç bir zaman. ‘Bu millete borcumuz var’ dedik her zaman. Derdi millet, yükü medeniyet olan bir teşkilatız. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.”