Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ, "Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada HIV’in hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemiz de artışın çok olduğu bölgelerden birisidir" dedi.
Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ, HIV hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. HIV’in bulaşıcı bir hastalık olduğu için bulaşıcılığının önlenebileceğini aktaran Doç. Dr. Karlıdağ, "Hastalık gelişmeden ortadan kaldırılabilir. HIV hastalığının belirtileri, hastalığın başında grip benzeri, baş ağrısı ve ateş gibi semptomlar olabilir. Ya da lenf düğümlerinde şişlikler de olabilir. Bu kişinin bağışıklık durumuna göre de değişiklik gösterebilir. Her hastada aynı şekilde bulgu vermeyebilir. Tanı ve tedavi alınmadıysa arkasından çok uzun yıllar süren bir sessiz duruma girer. Bu sessiz dönemden sonra hastanın AIDS hastalığı dediğimiz diğer fırsatçı enfeksiyonlar ve bazen de kanserlerle başvurduğu dönemdir. HIV tanı alınıp tedavi edilirse bu son dönem hastalığı gelişmez. Özellikle sessiz dönem bizim için çok tehlikeli olan ve bulaştırabilen bir hal alır. Hasta kendinden şüphelenmediği için korunma yöntemi kullanmayabilir ve bulaştırabilir. Bu sürede bizim için çok önemli. En önemli şey, şüpheli durumu olan bireylerin bizlere başvurarak test yaptırmasıdır. Çünkü test yaptırıp tanı aldıktan itibaren öncelikle kendilerini hastalıkla ilgili ileriki süreçler gelişmeden tedavi etmiş olacağız hem de bulaşmayı engellemiş olacağız. HIV’de virüsü belirleyemezseniz, kanda ölçülmeyecek düzeye getirdiyseniz bulaştırılmaz, onun için bu süreç çok önemli. Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada en hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemiz de artışın çok olduğu bölgelerden birisidir. HIV bilindiği gibi sadece cinsel temasla bulaşan, sadece belli cinsel tercihe mensup kişilerin hastalığı değil. Hetoroseksüel temasla, kan temasıyla ve anneden bebeğe de geçebilir. Sağlık çalışanlarına da iş ile alakalı olarak da bulaşabilir. Onun için her grubun hastalığını bir gruba mal etmememiz gerekiyor. HIV hastalığının artışı da hem ilimizde hem de ülkemizde son dönemlerde maalesef oldukça fazla" diye konuştu.
2023’te 1,3 milyon yeni vaka tespit edilmiş
HIV hastalığının artık tedavi edildiğinin de altını çizen Karlıdağ, "Hastalığı artık tedavi edilen kronik bir hastalık gibi düşünelim. Virüsü tamamen ortadan kaldıramasak da virüsün yaptığı hasarları engelleyebiliyoruz ve virüsü vücutta ölçülemez düzeylere indiriyoruz. Dolayısıyla kronik bir hastalık gibi tedavisi şu anda var. Ama tamamen eradikasyon kür dediğimiz durum henüz yok. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan 2023 raporlarında 39 milyonun HIV ile yaşadığını belirtmişti. 2023 yılında 1,3 milyon yeni vaka tespit edilmiş. Maalesef yine 2023 yılında 630 bin kişi HIV ve HIV ile ilgili hastalıklardan hayatını kaybetmiş. 2030 yılında Dünya Sağlık Örgütü artık yeni vaka çıkmasını engellemek istiyor. Eğer ki biz mevcut hastaları tedavi edebilsek vücuttaki virüs yüklerini belirlenemez düzeye indirebilirsek bunlar bulaştıramayacaklar. Yeni vaka çıkmasını da engelleyeceğiz, mevcut hastaları da tedavi altına alacağız. Yani en önemli şey, önce hastaların tanısını koyup tedavi altına alabilmektir. Hastaların vücutlarındaki virüs yükünü negatife çevirerek bulaşmayı engellemektir. Dünya Sağlık Örgütünün 2030 yılındaki hedefi budur" şeklinde konuştu.