*Fransa Afrika'da neredeyse 20 ülkeye hâkimdir. Diyeceksin ki "Ama bu ülkeler bağımsız, kendi bayrağı, marşı ve sınırları var."
Fransa hepsine "şartlı bağımsızlık" vererek çekilmemiş, sadece sömürge metodunu değiştirmişti. İşte bütün mesele burada. Şartlı bağımsızlık bilinmeden son yüz yıl anlaşılamaz.
*Fransa Cezayir'den çekilirken Cumhurbaşkanı De Gaulle:
“Biz Cezayir'den çekileceğiz ama yerimize bıraktığımız yönetici elit, bizim çıkarlarımızı bizden daha iyi koruyacak” demişti. İşte tüm sır burada gizliydi. Çekildiler, fakat kalmaya hep devam ettiler. Bunu o kadar ustaca yaptılar ki anlaşılmadı. Kendi halkları bile tam bilmiyor. Anlatalım:
*Fransa yıllar boyu 20'ye yakın bu Afrika ülkesini sömürüp refah içinde yaşadı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra artık bu sömürgelerini elinde tutamayacağını anladı. Yeni sömürge metoduna geçmeye karar verdi. Bu metodunu adı:
ŞARTLI BAĞIMSIZLIK. İşte bu tam bir illüzyondu.
*Fransa sömürgelerinden çekilirken onlara 3 şeyi şart koştu:
-Resmi dil Fransızca olacak.
-Eğitim sistemini Fransa inşaa edecek.
-Maden politikası, para sistemi ve hukuk sisteminde Fransa'nın dediği olacak.
Hepsi kabul etti. Etmeyen de zorla tehdit, suikast ve şantajla kabul etti. Bir bayrak, istiklal marşı ve sınırları olmuştu(!) Yaşasın bağımsızlık(!)
* Fransa bu ülkelere Fransızcayı yaymak için çok uğraştı. Fransızca üzerinden Fransız kültürü ve sempatisini yaydı. Ekmek bulamayan köylülere bile Fransızca öğrenmesi için kitap ulaştırıp Fransızca öğretecek imkân sağladı. Unutmayın dil mankurtlaştırmanın ilk aracıdır. Fransızca bu ülkelerde ana dil gibi konuşulur. Fransızca konuşan halk Fransız gibi düsünecekti.
* Fransa Senegal, Çad, Nijer, Gine, Kamerun, Cezayir, Tunus, Kongo, Fildişi Sahili gibi sömürdüğü ülkelerde yeni Fransız radyoları, kitapları, kanalları, yayınları, dergileri, oyunları kurdu. Buralardaki halkların zihinleri Fransa'dan başka birşey düşünemeyecek hale geliyordu. Zihinsel işgal buydu. Bayrak, istiklal marşları kandırmacaydı. Bağımsızlık aldatmacaydı. Büyük bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesi kutlamaları ile halkların gazı alındı.
* Bu ülkelerde Fransızca ülkenin ana dilinden daha iyi konuşulmaktadır. Öyle ki Fransızca konuşmak üstünlük ve karizma meselesi kabul ediliyordu. Fransa bu algıyı çok iyi aşılamıştı. Kurduğu eğitim sisteminde yetişen kişileri de ülkelerin başına getirip hakimiyetine ve sömürüye devam etti. Fransanır devşirdikleri bürokrasi, askeriye ve hukuka hâkim oldu. Bunlar kültür ve dinine düşman edilmiş kişilerdi. Rengi Senagalli, Gineli, adı Senagalli, Gineli gibi ama devşirilmiş kişilerdi. Devşirilmiş takım elbiseliler Fransa adına ülkeyi yönetecekti.
* Nitekim Fransa’nın Cezayir’e atadığı Fransız vali şunları demişti:
“Cezayirlileri Kur’an okudukları, Arapça konuştukları müddetçe yenmemiz mümkün değildir. Kur’an’ı aralarından kaldırmamız ve Arapça dilini söküp atmamız gerekir.”
Cezayir'de bu politika çok ustaca uygulandı. Dil çok önemlidir. Cezayir'de devletin her yerine azınlık devşirilmişler hâkim oldu. Müslüman yerli, milli ekiplerin devlete hakim olması darbe ve suikastlarla engellendi.
* Öyle ki Fransa Afrika'da bir topluluk kurdu: FRANKOFONİ. Fransızca Konuşan Ülkeler Topluluğu. Bu ülkelerin liderleri Fransa öncülüğünde düzenli toplanıp uygulanacak politikaları belirlerler. Dil üzerinden ülkeler nasıl ele geçirilir şimdi anladınız mı? Fransızcayı ana dil yap. Sonra Fransız konuşan ülkeler adıyla toplayıp hüküm sür. Kurnazca.
* Fransa'nın Afrika'yı ekonomik olarak kontrol altında tutmasını sağlayan en önemli faktör "Fransız Sömürgeleri Frankı" (CFA). Yani Fıransız para sistemiydi. Frank bu ülkelere şart koşulmuştu. CFA’ya en ufak karşı çıkacak olanlar ya yolsuzlukla suçlanıp hapse atılıyor ya da ülkelerinde karışıklık çıkarılıp darbe yapılıyordu. CFA'dan çıkış yoktu.
* CFA uygulamasının sonuçları gerçekten çok acımasız oldu. Gine Bissau, Ekvator Ginesi, Burkina Faso, Benin, Nijer, Mali, Senegal, Togo, Gabon, Çad, Kongo, Kamerun ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerin kullandığı CFA bu ülkeleri bitirdi, fakir ve çaresiz bıraktı.
* Fransa 1961’den beri 14 Afrika ülkesinin ulusal parasını, rezervlerini elinde tutuyor. Fransa bu ülkelerden yıllık 500 milyar dolar kazanç elde ediyor. Ne para ama değil mi? Bu ülkeler Fransa'nın hâkimiyetinden çıksa Fransa rezil hale gelir. Bu ülkelerin Merkez Bankaları Fransa kontrolünde. Bu ülkeler paralarına erişemiyor. Fransa bu ülkelerin paralarının sadece %15'ine erişime izin veriyor.
* Bu ülkelerin büyük ekonomik varlıklarının tümü Fransızların elindedir. Mesela Fildişi Sahili’nde Fransız şirketleri su, elektrik, telefon, ulaşım, limanlar ve büyük bankalar gibi hizmetlerin tümünü kontrol etmektedir. Ticaret, inşaat ve tarımda da aynı şey geçerlidir.
* Bu Afrika ülkeleri kamu alımları ve kamu ihalelerinde Fransız çıkarlarını korumak ve Fransız şirketlerine öncelik vermek zorundadırlar. Hükümet ihalelerinde Fransız şirketleri birinci önceliğe sahiptir. Bunu gözetmezlerse şiddetle cezalandırılırlar. Dikkat edin..
" Fransız sömürgelerinden birinde yaşayan bir insan bir başka ülkeye gitmek istediği zaman bile, oraya Paris üzerinden gitmek zorundaydı. Başka şekilde gitmesi yasaktı. Sonraları farklı ülkelerin havayollarının güçlenmesiyle Afrikalılar, farklı güzergâhlar kullanabilmeye başlamış, Fransa’dan başka ülkelerin de varlığını keşfetmişlerdir.
* Bugün Türk Havayolları Afrika'nın her yerine uçuyor. Artık bütün aktarmalar İstanbul üzerinden gerçekleşiyor. Fransa’nın Türkiye’ye zaman zaman şiddetli bir şekilde saldırmasının sebeplerinden biri de budur. Ciddi rahatsız oldular. Fransa Türkiye'yi Afrika'dan uzak tutmak istiyor. Afrika halklarını Fransa'ya karşı ayaklandırabilecek tek ülke Türkiye'dir.
* Fransa bu Afrika ülkeleri hakimiyetinden çıkmasın diye her defasında sert tedbirler aldı. Gine Müslüman lideri "Sékou Touré" Fransız sömürgesinden çıkmaya ve ülkesini tam bağımsızlığa götürmeye karar verdiğinde, Paris’teki Fransız sömürge seçkinleri çok öfkelendi ve Gine’deki Fransız yönetimini ve ülkedeki her şeyi yok etti. Gine yağmalandı cezalandırıldı.
* Togo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı "Sylvanus Olympio" CFA'yı terkedip kendi parasını basma kararı aldı. Ülkesinin parasını basmasından üç gün sonra 1963'te suikastla öldürüldü. Yani Fransa buna izin vermedi. Onu öldürerek diğer ülkelere de korku saldı, sonunuz böyle olur demiş oldu.
* Mali Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı "Modibo Keita" CFA’dan çekilme kararı aldı. 1968’de Fransız yanlısı askerlerin darbesi ile indirilip etkisiz hale getirildi. Fransa kendi para sistemi CFA'dan çıkılmasına asla izin vermiyordu. Darbe, terör, suikastla engelliyordu.
* Son 50 yılda Afrika’da 26 ülkede toplam 67 darbe gerçekleşti. Çoğu Fransa'nın eski sömürgesi olan ülkeler. Fransa bu darbe ve suikastlarla ülkeleri hâkimiyetinde tutup sömürmeye devam etti. Her seferinde devşirdiklerine darbe yaptırıp devşrilmişleri başa getirdi. En kötü darbeyi Cezayir'de yaptı.
* 1992'de Fransa karşıtı Müslümanlar Cezayir'de FIS (İslami Selamet Cephesi) adında parti kurup büyük farkla seçimi kazanınca Fransa, devşirilmiş Cezayir'li komutanlara darbe yaptırıp Cezayir'de 200 bin kişiyi katlettirdi. Çok yakın bir tarihte oldu bu. 1992-1995 arası. FIS lideri Prof. Abbas Medeni tutuklandı. Medeni Necmettin Erbakan'ın yakın arkadaşıydı. Nitekim 2 yıl sonra da 1997'de Türkiye'de Necmettin Erbakan'a darbe yapılacaktı.
* BAĞIMSIZLIK illüzyondu dostlar. Fransa bu ülkelerde eğitim, ekonomi, hukuk sistemini kurup kuklalar atayıp çekip gitti. Bayraklarını, marşlarını, sınırlarını tanıdı. Afrika ülkelerine de bu günü kurtuluş ve bağımsızlık günü diye yutturdu. Tam bir illüzyon, sihirbazlık! Sonunda ne oldu? Eskisinden daha iyi sömürmeye devam etti. Sömürme ve hakimiyet metodunu değiştirmişti. Geldik en önemli yere. Bombayı patlatıp bitirelim.
* Bugün Türkiye Libya'ya üs kurup Afrika'ya açılmaya başladı. Libya Osmanlı döneminde "Afrika'nın anahtarı" olarak adlandırılırdı. Fransa Türkiye'yi Afrika'dan uzak tutmak için Yunanistan'ı piyon olarak kullanıyor. Mevzu Yunanistan değil uyanın. Mevzu Fransa'nın Afrika ve Akdeniz'deki sömürgeleri, yani çıkarları.
Mustafa Güldağı