Dolar kurunun sürekli olarak düşeceğini belirten Türkiye Gazetesi yazarı ekonomist Necmettin Batırel'den yeni değerlendirmeler g
Türkiye Gazetesi yazarı Necmettin Batırel, 'Adım adım hedefe' başlıklı yazısında çarpıcı ifadeler kullandı.
Necmettin Batırel, Türkiye'nin son hamle olarak Şanghay iş birliği teşkilatında yer alacağını söyledi.
İşte Necmettin Batırel'in o yazısı:
Merkez Bankası’nın ticari kredi faizlerine üst sınır getirmesi enflasyon şakşakçılarını perişan etti. Bankalar artık şirketlere yüzde 30’dan fazla faizle kredi veremeyecek. Resmî Gazete'de yayınlanan karara göre, ticari kredi faizi %22,85’le taban yapıldı. Bankalar bunun üzerinde faiz isterse, verdiği kredinin %20’si kadar, eğer kredi faizi %29,38’i aşarsa %90’ı kadar hazine tahvili almak zorunda kalacak...
Bu düzenlemenin iki amacı var. Birincisi farklı kredi türleri ile alınan kredilerin dövize dönüşünün önüne geçiliyor. İkincisi şirketlerin aldıkları düşük faizli kredi ile maliyetleri azalacak, fiyatlar düşecek. Böylece %80’lere ulaşan enflasyon kademeli olarak %30’lara inecek. Bankalara ya benim belirlediğim faiz aralığında kredi verin ya da Hazine’yi ucuza fonlayın dendi... Hemen etkisi görüldü; ilk işlem gününde 10 yıllık tahvil getirisi 12 yılın en sert düşüşüyle 14,35'e geriledi. 2 yıllık tahvil getirisi 340 puan azaldı, 14,22'ye düştü. Hazine'nin çok daha ucuza borçlanacak olması bütçeyi rahatlatacak. Ekonomist bozuntuları, her zaman olduğu gibi kararı beğenmedi. Ama sanayiciler ve ticaret odaları son derece memnun. Merkez Bankasının ticari kredi faizlerini %30’ların üzerine çıkmayacak şekilde sınırlandırdığını belirten, iş dünyası diyor ki:
"Reel sektör %45 faizle bile kredi alamıyordu, hareket kabiliyeti kısıtlanmıştı, şimdi yeni yatırım ve üretim imkânlarına kavuştuk, Merkez Bankası ve hükûmeti alkışlıyoruz..."
Evet Hazine daha rahat finansmana ulaşacak. Hepsinden önemlisi ucuz kaynakla üretim artacak, işsizlik azalacak...
Evet politika faizi %13’e indi, ama dolar Aralık 2021’de operasyon sonrası çıktığı 18,34 TL’yi göremedi, 18.06’da kaldı. Niye? Çünkü yüksek kur satış fırsatı olarak kullanıldı. Türkiye’nin son derece başarılı dış politika hamleleri ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail ile yeni sıcak ticari dönem başladı. Sırada Suriye var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Soçi’deki mutabakatı sonrası Akkuyu Nükleer Santrali'ni yapan Rosatom şirketi 15 milyar dolarlık kaynağı Türkiye’ye transfer etti. Rus zenginler 6 ayda 4,1 milyar dolarlık konut satın aldı. Yılın ilk yarısında yurt dışından bavulla 17,5 milyar dolar geldi. Suudi Arabistan 20 milyar dolarlık yatırım kararı aldı. Para, millî para birimleri ile dış ticaret ödemesi yapılması şeklinde gelecek. Türkiye’yi terk etti denilen yabancı yatırımcılar Londra üzerinden Borsa İstanbul’da son iki haftada 358 milyon dolarlık pozisyon açtı. Banka hisseleri %50 prim yaptı. Faizde sürpriz indirime rağmen BİST’in 3 bin puanı aşması, alınan isabetli kararların piyasada son derece olumlu algılanmasından kaynaklanıyor...
Merkez Bankası’nın brüt rezervleri çığ gibi büyüyor, kasamız döviz doluyor. Bu yazdıklarım tamamen gerçek. Akkuyu parası, Körfez’den gelecek 20 milyar dolar ve Varlık Barışı ile aklanacak milyarlarca dolar alt alta toplandığında kısa sürede 140 milyar dolar rezerv oluşacak... Adım adım hedefe koşuyoruz..
Son hamle...
Türkiye’nin ödeme sistemi Troy kartı ile Rusya’nın Mir kartı eşleştiriliyor. Türkiye’den Rusya’ya giden iş adamları için TL harcama imkânına kavuşacak. Böylece ruble ile doğalgaz ödemesi yapacağız. Son hamle, Türkiye, Şanghay iş birliği teşkilatında yer alacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Eylül’deki Taşkent’te gerçekleşecek, Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan liderleriyle anlaşarak birliğe üye olacağız. Büyük bir ticaret pazarına kavuşacağız. Dünya ekonomileri daralırken, Türkiye hızla büyüyecek. Yeni ekonomik sistem tıkır tıkır çalışıyor...