Deprem bölgesinden yakınlarıyla beraber eşini Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne getiren 79 yaşındaki Yusuf Üneş, yaşadıkları korkuyu ve eşini kurtardıkları o anları gözyaşlarıyla anlattı. Üneş, “Şakır şakır sallanmaya başladı, her taraf dökülüyor. Bina sola doğru kayıyor, komşu apartmana dayanıyor, altımız çöküyor. İmdat diye balkona çıktım ama kim duyar. Sonra çocuklarım yetişti, annesini sırtladı, yıkığın altından sürükleyerek çıkarttı. Bir apartman var, belki 150 tane aile var, yerle bir olmuş. O kadar feci hale gelmişler” dedi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde pazartesi sabaha karşı meydana gelen 7.7 ve sonrasında yaşanan 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkıma neden olurken, birçok noktada arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Deprem bölgesinden kurtarılan ve tahliye edilen birçok yaralı vatandaşın hastanelere sevki de sürüyor. Kimi depremzedeler kendi imkanlarıyla, kimileri de uçaklarla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesine geliyor. Hastaneye getirilen aralarında çocukların da bulunduğu hastalar tedavi altına alındı. Hastaneye ulaşan depremzedelerden 79 yaşındaki Yusuf Üneş, pazartesi sabaha karşı yaşanan 7.7’lik depreme Antakya’daki evinde yakalanışını ve eşi Zekiye Belkız Üneş’i kurtardıkları o anları gözyaşlarıyla anlattı. Yusuf Üneş, eşinin kronik rahatsızlıkları bulunduğunu ve tedavi gördüğü hastaneden taburcu olduktan 2 gün sonra depremi yaşadıklarını ifade etti. Sabah 08.00 sıralarında oğlunun yardımıyla eşinin kurtarıldığını anlatan Üneş, o anlarda duygularına hakim olamadı.
“Oğlum annesini yıkığın altından sürükleyerek çıkarttı”
Deprem anında büyük korku yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatan Yusuf Üneş, “8 kişi vardı, 8’i de öldü. Ben eşimle beraberken orada sırtıma aldım. Zorla indirdim, öbür oğlum geldi. Çocuklar sağlamlar, onların sağlıkları yerinde. Ama evler yıkılmış, evler diye bir şey kalmamış. Oğlumun birisi İskenderun’da Fatih Üneş, profesör, o geldi kurtardı bizi zaten. Annesini sırtına aldı. Yıkığın altından sürükleyerek çıkarttı. Antakya’dan geliyoruz, taş üstünde taş kalmamış. Bir apartman var, belki 150 tane aile var, yerle bir, dümdüz olmuş. O kadar feci hale gelmişler. Öbür akrabalardan bir grup var, onlar 4 günden beri çalışıyorlar. Cenazelere bile yetişemedik, yetişsek öldü mü kaldı mı hiçbir şeye yetişemedik. Deprem sırasında galiba saat 4’ü çeyrek geçiyordu, ev sarsılmaya başladı. Eşim lavabodaydı geldi, yatağa uzandı, şakır şakır sallanmaya başladı, her taraf dökülüyor. Dökülürken dedim ki ’Yana yat’, ‘Ben yatamam’ dedi. İttim ben karyoladan aşağı düştük, ben de öbür tarafa yattım. Büyük bir dolap var, üzerimize küt diye indi. Yine sarsılıyoruz, altımız çöküyor. Bina sola doğru kayıyor, komşu apartmana dayanıyor. İşte o anda ben imdat diye balkona çıktım, çağırdım ama kim duyar. Merdivenler yerle bir olmuş, bağırdık çağırdık, kimse yoktu. Sonra çocuklarım yetişti, annesini sürükleyerek sırtladı. Ben ayaklarından tuttum. Ne kimlik, ne elbise, ne para hiçbir şey yok. Ev şimdi çökmüş vaziyette” dedi.
Hastaneye depremde yaralanan bir yakınını getiren başka bir vatandaş ise, “Yüksekten düşmüş, bacağı kırılmış. İlk müdahale orada yapıldı, imkanınız varsa başka ile götürün dediler. Bizi oradan buraya arabayla getirdiler” dedi.