Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından salgın riskine karşı uyarıda bulunan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Altuntaş, bölgede alınabilecek tedbirleri sıraladı.
Kahramanmaraş’ta 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler 10 ilde yıkıcı etkilere neden oldu. Depremin ardından yol kenarlarında biriken çöpler, içme suyuna erişimde yaşanan zorluk ve beraberinde gelen hijyen sorunu en büyük problemler arasında yer alıyor. Uzmanlara göre, büyük afetlerin ardından beslenme, hijyen ve içme suyuna erişimde yaşanan sıkıntılar salgına zemin hazırlayabilir.
Konuyla ilgili bilgi veren Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Altuntaş Aydın, depremlerde kanalizasyonların yer hareketiyle birlikte içme suyuna karışma ve suyun kirlenme ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek, "Genellikle depremden 4. ve 5. günden sonra temiz gıdaya, suya ulaşılamama sebebiyle gıdayla suyla bulaşan enfeksiyonları sık görme riskimiz mevcut. Aslında enkaz altında kişilerin ciddi bir riskleri yok. Ama insan dışkısının kontrolsüz bir şekilde kalması bunların gıdayla bulaşması büyük risk. Dışkı bulunduğu ortamda tek başınayken belli bir risk oluşturmuyor. Ama bu gıdayla suyla bulaşırsa veya elle kontamine olursa ve o el yıkanmazsa o hijyen sağlanamazsa risk oluşturabilir tabi. Daha önce yaşanmış olan afetlerde de benzer riskler hep görülmüş maalesef. Böyle riskler var" dedi.
"Mutlaka el hijyenine ve yenilen içilen gıdaların temizliğine dikkat edilmesini öneririz"
Çeşitli enfeksiyon risklerine karşı alınabilecek önlemleri de açıklayan Prof. Dr. Aydın, "Temiz içme suyuna ulaşmanın sağlanması, kontrolsüz suların kullanılmaması. Veya uygun şekilde kaynatılarak, dezenfekte edilerek klor tabletleriyle veya uygun miktarda çamaşır suyuyla dezenfekte edilerek kullanılması gibi yöntemler olabilir. Çiğ sebze meyve zaten ne kadar ulaşılabiliyordur bilmiyorum ama onların da uygun sularla temizlenerek kullanılması gerekli. Mutlaka el hijyenine ve yenilen içilen gıdaların temizliğine dikkat edilmesini öneririz. Tuvaletlerin de atıkların da içme suyuyla karışmaması konusuna dikkat edilmesini öneririz. Tabi sadece ishal veya bulantı kusmayla gelişen enfeksiyonlar değil deprem döneminde insanların toplu barınmaları, özellikle soğuk olan dönemlerde küçük alanlarda kalabalık miktarda kişilerin bulunması damlacık yoluyla bulaşan enfeksiyonlar işte zatürre, üst solunum yolu enfeksiyonları belki menenjitleri görmek gibi durumlarla da karşılaşabiliriz. Tabi onların da uygun bir şekilde ortamdan uzaklaştırılmaları gerekiyor. Özellikle derin yaralanmalar, uzun süre açıkta kalmış kirli yaralar, tetanosa yatkın yaralanmalar, bunların tetanos açısından aşıyla hemen korunmaya alınması gerektiğinde de hemen tedavi edilmesi gerekiyor. Tabi sadece insanlar etkilenmedi hayvanlar da etkilendi. Onlar da evsiz, barınaksız kaldılar. Kemirgenler arttı. Bu tür riskler açısından çok dikkatli olunması gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Aydın göç hareketleriyle oluşabilecek salgına karşı da uyardı
Tozun çok ciddi bir risk oluşturmayacağını söyleyen Prof. Dr. Aydın, "Uzun süre eğer yaralanmaları varsa hasar varsa vücudunda onların da açık olarak kalması toprak teması onlar büyük risk oluşturuyor. Tabi ezilmenin parçalanmanın getirdiği riskler de bunun üzerine ekleniyor. Ona yönelik tetanos ve diğer cilt, yumuşak doku, kemik enfeksiyonları açısından da gerekenler yapılıyor. Göç olaylarıyla karşılaşıyoruz. Oradaki insanlarımız yakınlarının yanlarına gelmeye başladılar. Büyük göç hareketleri var. Bunların getirdiği enfeksiyonlarla da karşı karşıya kalacağız. O açıdan da dikkatli olmak lazım. O bölgeden gelen vatandaşlarımız da veya orda bulunan kişiler de ilk ortaya çıkan vakaların ishal gibi biraz önce bahsettiğimiz vakaların hemen fark edilip, ona göre önlem alınması da muhtemel bir salgın durumunda o salgının boyutunu azaltmak bakımından anlamlı olur" ifadelerini kullandı.