-
BIST 10014.229,41%0,33
-
DOLAR42,80%0,17
-
EURO50,14-%0,07
-
GRAM ALTIN5.972,47%0,30
-
Ç. ALTIN9.632,85%0,24
Avustralya'nın tanınmış eğitim kurumlarından Curtin Üniversitesi, sosyal medya kullanımının ruh sağlığı üzerindeki etkileri konusunda yeni bir rapor yayınladı. Araştırma, sosyal medya platformlarının beklenenden daha az zararlı olabileceğini ve bazı faydalı etkiler ortaya koyabileceğini gösterdi.
Raporda, TikTok, Instagram, Snapchat, Facebook ve diğer popüler platformlarda geçirilen zamanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri incelendi. 17 ile 53 yaş arası 425 kişinin katılımıyla yapılan araştırmada, katılımcıların anksiyete, depresyon, stres seviyeleri ve dikkat kontrolü yetenekleri değerlendirildi.
DİKKAT KONTROLÜNDE ARTIŞ GÖZLEMLENDİ
Bu inceleme sonucunda, sosyal medyanın kullanım süresi ile depresyon ve stres arasında herhangi bir bağlantı saptanmazken, anksiyete ile yalnızca zayıf bir ilişki keşfedildi. Ayrıca, araştırma, sosyal medyada fazla zaman geçiren bireylerde dikkat kontrolü yeteneğinin hafif derecede arttığını da buldu.
Sosyal mecrada geçirilen sürenin, kullanılan platforma göre de farklı etkiler gösterebileceği gözlemlendi. Örneğin, TikTok kullanımının dikkat kontrolü ile pozitif bir ilişki içerisinde olduğu tespit edilirken, Facebook kullanımının ise kullanıcıları daha çok sıkıntılı hissettirebileceği görüldü.
Araştırma ekibi, elde edilen sonuçların sosyal medyanın kesinlikle zararsız olduğu anlamına gelmediği uyarısında bulundu. Araştırmanın lideri olan Chloe Jones, sosyal medya platformlarıyla kurulan interaktif etkileşimin süreden daha önemli olabileceğinin altını çizdi. Jones ayrıca, zamanın objektif ölçümleriyle sosyal medya etkilerinin çok küçük veya hiç olmayabileceğinin altını çizdi.
Bu bulgular, sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkileri hakkında yeni perspektifler sunarken, insanların bu platformları nasıl kullandıkları konusunda daha bilinçli olmaları gerektiğine işaret ediyor.
