Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem konutlarıyla ilgili eleştirilerde bulunan İYİ Parti lideri Meral Akşener'e, "Biz bir şeye yapıyoruz dersek biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et" sözleriyle karşılık verdi
A Haber ve ATV ortak yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteciler Hilal Kaplan, Okan Müderrisoğlu, Şebnem Bursalı, Melih Altınok ve Salih Nayman'ın gündeme dair sorularını yanıtlıyor..
"Biz bir şey yapıyoruz dersek yaparız"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem konutlarına yönelik eleştirilerine de karşılık veren Erdoğan, şunları söyledi:
Deprem bölgesinde yeni konutların temellerini attık, atmaya devam ediyoruz. İP'in Başkanı çıkmış inşaatlara 'çukur' diyor. Hayatında inşaat görmemiş, tepeden tırnağı bunların ne kadar derinliği olması gerektiğini bilmiyor. Biz bir şeye yapıyoruz dersek biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et. Benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et. Tayyip ismine de dikkat et. Belediye başkanlığımdan bu yana kadar attığımız her adımı tartarak atarız. 20 yıllık iktidarlık dönemimizde İstanbul ve İzmir'de atılan otoyollara dikkat et. Bunlardan bir fire var mı? Kocaeli'de yaşıyorsun oraya da iyi bak. Yalanla dolanla iş yapma. Yanlış yere kafanı çarpıyorsun. Beni kendinle uğraştırma.
Erdoğan'ın açıklamalarından önemli ayrıntılar
"50 binden fazla can kaybettik, 850 vatandaşımız engelli oldu"
Öncelikle pazartesi günü Adıyaman'daydık. 50 bini aşkın ebedi hayata uğurladığımız vatandaşımız var. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarıyla görüşüyoruz. Hepsinin canı yanmış vaziyette. Onların acısını biraz paylaşabiliyorsak ne mutlu bize. Cuma günü Gaziantep'te olacağız. Bir ihtimal aynı gün Kilis'te de olabiliriz. Cumartesi günü de Elazığ'da olacağız. Depremzedelerimizi asla yalnız bırakmayacağız. 11 vilayetimizi dönüşümlü olarak ziyaret edeceğiz. Kabinedeki arkadaşlarım buraları ziyaret ediyor. Ziyaret etmenin dışında özellikle çalışma yürütecekler. Plan ve programı bu arada yapacağız. Şimdiye kadar nasıl çalıştılarsa aynı şekilde çalışmaya devam edecekler. 850 engelli konumuna düşen vatandaşımız var. Bunların içinde iki ayağını kaybetmiş ve anne ve babasını kaybetmiş vatandaşımız var. Bu rakam az bir rakam değil. Bunlar protezlerle vs. hayatlarını sürdürecek.
"Belediyelerimiz deprem bölgesinde her anlamda çalışıyor"
Muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Yaptıkları herhangi bir şey yok. 11 vilayette Elazığ hariç hepsini gezdim. Hiçbir zaman oralarda gerçekten muhalefetin büyükşehir belediyelerinden kimseyi göremedim. Herzamanki gibi suistimal, ayrıştırma üzerinden bir tarzla hareket ediyor. Partimizin büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri istisnasız, sağolsun kardeş belediyeler ilan etmek suretiyle deprem bölgelerinde kendilerine zemin oluşturdular. Burada çılışıyorlar. Yemek, su, A'dan Z'ye. Hatay Valisine dedim, açıklamanı yap diye. Kullanma suyu ile içme suyunu karıştırmasınlar. Biraz bu noktada sıkıntılar yaşadık, sonra da bunları aştık.
"Bu askere böyle ihanet olur mu?"
Hala benim askerime, benim Mehmedime, jandarmama, polisime 'yoklar burda bunlar' diyor. Elinize, dilinize dursun. Hepsi oradalar. Buyrun. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti askerime yaptılar. Ey muhalefet size, askerime, Mehmedime, jandarmama, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle ekmek çıkmaz. Avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışması ile gelirken muhalefeti yalanları, iftiraları, hezeyanlarıyla başbaşa bırakıyoruz.
"Ey Bay Bay Kemal, Karabağlar'a kim bakıyor, kim var?"
Ne yazık ki bizim muhalefetimiz çok konuşur ama hiçbir iş yapamaz. İzmir'de deprem oldu. İzmir belediyesi ana muhalefette. Ne yaptılar? Hiç. Biz gidene kadar bunlar ortada yoktu. İçişleri Bakanım, Çevre Şehircilik oraya gittiler, süratle işleri başlattılar. Milletimiz ne demeye başladı; 'yaparsa AK Parti yapar' dediler. Rezerv alanlarında hala çalışmalar ediyor. Ey Bay Bay Kemal, Karabağlar'da kim var? Oraya kim bakıyor? CHP belediyesi. Peki ne yapıyorsunuz siz Karabağlar'da?
Kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar
İmarla ilgili zaten yasal düzenlemelerimiz var. Bu olaylardan sonra en son İstanbul'da 120-130 bu alanlarda söz sahibi olan mühendislerle, mimarlarla, jeoloji mühendislerle, hocalarımızla genişçe bir toplantı yaptık. İkincisini Gaziantep'de Çevre Şehircilik Bakanım yaptı. Yeni bir düzenlemeyi yapmak mukadderdir diye düşünüyorum. Allah bize lütfederse, yeni dönemde hocalarımızla teferruatla şekilde ele alıp bir adım atabiliriz. Artık 'bu evde filanca oturuyor, ne olacak bunun hali' diye düşünmeden 'Buna ne yapılır' kararını vermemiz lazım. İstanbul'da Fikirtepe'yi, Çamlıca'nın altında Küplüce, Ferah Mahallesi'ni hatırlayın. Oralarda evleri yıkamadık. Oralar bizim oy depomuzdur. Bakanım tek tek oraları ziyaret etti. Kira ise kira, bir an önce buradan sizi kiraya taşıyalım, daha sonra evlerinizi yapalım ve gelin evlerinizde oturun. Bazıları 'benim şu kadar çocuğum var en az 2 daire isterim', bazıları '3 daire isterim'. Bunları yapmakta zorlanıyorsunuz. Bazı şeyleri dinlemedik oraları yaptık. Zemin +3 gibi binalar yapıldı. 15 gün önce yolumu çevirdiler. Evlerini yıktırmayanlar bu defa 'Başkanım ne olur bizim evleri de yık' dediler. Yapılanları gördüler. Halbuki benim bunlara 3-4 sene önce söylediğimde bugün o binalar bitmiş olacaktı. Anlatamıyorsun. İnanmıyor, açıkta kalırım zannediyor. Şimdi de bu felaketler olunca hepsi buraları süratle değişim, dönüşüme gidiyoruz.
"Terörün uzantılarını ziyaret ediyor"
Bunlar ne millidir ne yerlidir? Askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir. Bunların bir defa vatanını, milletini sevmek gibi bir derdi yok. Açık, net söylüyorum; bunlar vatan haini, asker düşmanıdır. Jandarmanın, polisin düşmanıdır. Bütün bunlar şu anda Bay Bay Kemal'in, ana muhalefetin başındaki zâtın kimi ziyaret ettiği belli değil mi? Terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret ediyor.
"Milletim, hesabı 14 Mayıs'ta soracak"
Ana muhalefetin başındaki zât kimi kurtarmaktan bahsediyor. Demirtaş'ı kurtarmaktan, Apo'yu kurtarmaktan bahsediyor. Sen nerede dolaşıyorsun? Diyarbakır'da yavrularımızı, insanlarımızı öldürenler, Demirtaş'ın talimatıyla sokaklara dökülüp, onları şehit etmediler mi? Şu anda Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla birlikte 6'lı Masa şimdi 7 oldular. Bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Milletim hesabı 14 Mayıs'ta bunlardan soracaklardır.
"Aynı şeyi Kızılay ve AFAD için de yaptılar, gözünüz kör mü?"
Aynı şeyi Kızılay için aynı şeyi AFAD için yaptılar? Gözleriniz kör mü sizin? Bay Bay Kemal'in gözlerinin kör olduğunu anladık da sizin de mi gözleriniz kör? AFAD'ın orada tabelası var, 'AFAD orada yok' diyorlar. Şu anda AFAD ağırlıklı olarak çadır kurulumlarını yürütüyor. Sahra hastanelerini bir taraftan yürütüyor. 35 bin arama kurtarma personeli, 270 bini kamu personeli ve gönüllü, yarım milyon insanımızın her birine tekrardan şükranlarımı sunuyorum. Bu ziyarette kapı arkasında nelerin yapıldığını bilemiyorum. Çok hassas konular olduğu. Özellikle yerel yönetim, özerklik şartından tut da, içeridekilerin çıkarılması üzerine konular.
"Hani kumar masası, hani noter? Niye geri vitese taktın?"
HDP'ye verilecek her taviz PKK'ya; yani Kandil'e verilmiş demektir. Aylar önce masanın altında bir yedinci ortak var demiştim. Belki birileri onu hiç kaale almadı. Yedinci ortak şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu. Partisinde veya parti genel merkezinde ziyaret değil; parlamentodaki grup odasında kendilerini ziyaret etti. Kendi ifadeleriyle kumar masasındakilerinin sadece HDP'ye değil her birinin bir diğerine bakışı da arızalı. Meral Hanım esip gürlüyorsun. Hani kumar masası, hani noter? Ne oldu sana! Niye geri vitese taktın da dönüp masaya oturdun?
"Şu masada kendi başarısıyla, yeteneğiyle bir yere gelmiş olan var mı?"
Bir milletvekili niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Biz bunlarla bir arada olamayız dedi. 7'li Masa henüz hiçbir şey yapmamış olmamasına rağmen şimdiden yorgundur, bitiktir. Karşımızda kaybedilenler kulübü gibi bir masa var. Kendi başarısıyla, yeteniğiyle bir yere gelmiş olan var mı? Yok. Kimi kasetle iş başına geldi. Kiminin elinden biz tuttuk, Başbakan yaptık, bakan yaptık. Bu masadakiler aralarındaki kavgayı, birbirine verdikleri tavizleri demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. Şu tabloya bakıp da üzülmemek elde değil. Partinin sözcüsü hanımefendiye inanmıyor ve partisinden istifa ediyor. Bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor. Diğerleri bu masanın yancısı.
"Erdoğan, bu ülkeye hizmetkar olmaktan başka ne yaptı"
PKK'lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. Firari FETÖ'cüler bu alacakaranlık kuşağı masasının sayesinde ülkeye geri döneceğinin hesabını yapıyorlar. İnanıyorum ki millettimiz bunların hepsine de en güzel dersi 14 Mayıs'ta verecektir. Ben milletime şunu hatırlatmak istiyorum. Kandil'den verilen yayınlarda neler söylendiğini herhalde dinliyorsunuz? Ne diyorlar? CHP'yi biz getiriyoruz, 6'lı Masa'yı biz getiriyoruz, 14 Mayıs'ta Erdoğan'dan bu ülkeyi temizleyeceğiz diyorlar. Bu ara onlara bir şey daha katıldı. Son dönemde Cumhurbaşkanı adayı olan zat bunlara katıldı. O da aynı şeyleri söylüyor. Türkiye'nin Erdoğan'dan kurtulması lazım diyor. Erdoğan sana ne yaptı? Erdoğan bu ülkeye hizmetkâr olmaktan başka ne yaptı? Yazıklar olsun.
"Milletim, bunları izliyor, yol vermeyecek"
Her gelene '20 sana, 10-15 sana'. Bay Bay Kemal şu anda hepsine bir şeyler dağıtıyor. Ne vereyim abime, dediğimiz o. Bütün bunlara karşı benim milletim acaba hesap sormayacak mı? Bu millet hesapların en güzelini sorar. İnşallah 14 Mayıs'ta bunu soracak. Öbür tarafta bakıyorsun, şu anda parlamentodaki bu partinin başı olan bayan işte bakın Kandil'de kimlerle elele kolkola ortada. Benim milletim bunları izlemiyor mu? Bütün bunlara rağmen terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz. Siyasetteki uzantılarına milletimiz gereken dersi verecek. HDP'yi kim nereye, nasıl çekiyor? Şu anda da ana muhalefetin başı bunlarla bir ortaklık kurmak suretiyle parlamento ve bunların yerlerini garantiye almanın gayreti içerisinde. Bu millet bunlara ben inanıyorum ki, yol vermeyecek.
"Sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz"
Bu bir açık söyleyeceğim kumar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir. Bu konuyu anayasa değişikliği dahil en açık biz savunduk. Özgürlük adında LGBT gibi sapkın akımların toplumumuza empoze edilmesine rıza gösteremeyiz. Sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın hakkına, hukukuna, onuruna yönelik hiçbir müdahaleye izin vermeyiz. Aile kurumunu delik deşmek etme niyetindeler. Milletim ne bu sapkın akımlara ne de aile yapımızı parçalamaya çalışanlara fırsat vermeyecek. LGBT adında ya da başka isimlerle bu gökkuşağı masasına izin vermeyeceğiz.
"Kadınlarımızı her alanda destekledik"
Kadınlarımızın iş gücüne katılımı yüzde 36 oldtu. İstihdamdaki kadın sayısını 10,5 milyona yaklaştırdık. TBMM'de göreve geldiğimizde yüzde 4,1 olan kadın temsilini yüzde 17,4'e ulaştırdık. Kadına yönelik şiddette mücadelede en kararlı adımları biz attık. Eğitim, siyaset, ekonomi, siyaset, spor, ticarete kadar kadınlarımızı hayatın her alanında destekledik. Kadına şiddetle ilgili bizim verdiğimiz savaş hiçbir dönemde olmamış bir savaş. Kadınların haklarında bizim verdiklerimizi CHP kendi döneminde kadınlara vermemiştir.
"Türkiye Yüzyılı'nı gençlerimize emanet ediyoruz"
Gençlere her zaman güvendim, inandım. Göreve geldiğimizde yaş sınırı 30'du. Biz bunu ilk etapta 25'e indirdik, yetmez dedik 18'e inidirdik. 18'i seçme seçilme yaşı yaptık. Niye CHP yapamadı bunu? Diğerleri niye yapamadı? Biz gencimize inanıyorduk. Bunlar ne dediler 'parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacaksınız?'. Bugün de gençliğimize Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu emanet ediyoruz. Küresel ve yerel vesayetçiler, darbeciler, terör örgütleriyle mücadele ede ede bu noktaya getirdiğimiz ülkeyi biz gençlerimize emanet ediyoruz.