Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında mart ayının ilk kabine toplantısı yapıldı.
4 saat süren toplantının gündemi deprem oldu.
Kahramanmaraş merkezli depremler hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul için de önemli açıklamalarda bulundu.
"Süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır"
Daha önce kentsel dönüşüm bölgelerinde muhalefetin yaptığı eylemlere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
Kentsel dönüşüm kapsamında yaptığımız 3 milyon 300 bin konut önemlidir. Biz 15 yıldır kentsel dönüşüm dedik. Kentsel dönüşümün engellenmemesi için adeta yalvardık, kaybedilen her anın bizi büyük yıkımlara yaklaştırdığını söyledik. Muhalefet biz kentsel dönüşüme karşıyız dediler. Bununla ilgili çeşitli mitingler yaptılar.
İstanbul başta olmak üzere ülkemizde 6,5 milyon yapının acilen dönüşmesi gerçeği karşımızda dururken siyasi hesaplar ve bireysel hırslarla süreci geciktirmenin vebali çok ağırdır. Bir kez daha tüm vatandaşlarıma 6 Şubat acılarını tekrar yaşamamak için eski ve riskli binalarını en kısa vakitte kentsel dönüşüme sokmaları çağrısında bulunuyorum. Özellikle İzmir'in Karabağlar semtinin süratle kentsel dönüşüme ihtiyacı var. Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak için, uzun vadeli, sübvansiyonlu bir finans yönetimini önümüzdeki günlerde hayata geçiriyoruz. 110 bilim insanı ve uzmanımızla yaptığımız toplantıda konuyu enine boyuna değerlendirdik. Yaptığımız bu görüşmelerin hepsini kayda aldık.
Bu vesileyle de 'Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli' toplantısına katılan tüm uzmanlarımıza teşekkür ediyorum. Sadece şehirlerimizi değil toplumumuzu da afetlere karşı dirençli hale getirmek istiyoruz. Afet yasasından afet yönetiminin, özellikle de kurumsal yapısının güçlendirilmesine kadar pek çok alanda yapacağımız çalışmalar için hazırlıklara başladık.
Bütün kamu binalarında ne olursa olsun sismik izolatörleri yaygınlaştırmamız lazım. Türkiye 1999 depremini yaşadığında kişi başına milli gelirimiz 2 bin 800 dolardı. Şimdi 10 bin doları aştı. Bu neyle oldu istikrar ve güvenle oldu. Hatay bir kültürler coğrafyası, bu zenginliği yeni yerleşim yerlerinde de yaşatacağız. Öncelikle depremin zarar verdiği tarihi ve kültürel varlıklarımıza sahip çıkacağız.