Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP Genel Başkanı’nın söylediği sözler, kurduğu cümleler, yaptığı suçlamalar aslında kendi durumlarını tariften ibarettir. Krizden beslenme, kaostan medet umma, kavga çıkararak gündem olma alışkanlığının devamıdır. Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor. Biz, asla CHP’nin bizi çekmeye çalıştığı bu seviyeye inmeyiz, inemeyiz. Bu düzeye inmeyi kendimize asla yakıştıramayız, milletimize de izah edemeyiz" dedi.
Azerbaycan ziyaretini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın 8 Kasım Zafer Günü’nü kutladı. Erdoğan, "Vatanları uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, rahmetle yad ediyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. 5 yıl önce gerçekleşen 44 günlük vatan muharebesinde Azerbaycan’a desteğimizi en güçlü biçimde göstermiştik. Bu şanlı zaferin ardından 10 Aralık 2020 günü yine Azadlık Meydanı’nda düzenlenen zafer geçidi törenini Sayın Aliyev’le birlikte izlemiştik. 2021 yılında imzaladığımız Şuşa Beyannamesi ile müttefiklik seviyesine çıkardığımız ilişkilerimiz, her alanda somut projelerle daha da güçleniyor. Bu ziyaretimiz sırasında da Sayın Aliyev ile ikili ilişkilerimizi değerlendirme imkanı bulduk. Bugünkü kutlamalara Pakistan Başbakanı Sayın Şahbaz Şerif’in yanı sıra, birçok ülkeden bakanlar ve temsilciler de katıldı. Hatırlayacaksınız Azerbaycan’ın bağımsızlık günü olan 28 Mayıs’ta 3 lider olarak Laçin’de bir araya gelmiş, üçlü zirvemizin ikinci toplantısını yapmıştık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’le ziyaret kapsamında ikili bir görüşmelerinin olduğunu görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra Pakistan ile Afganistan arasında son dönemde yaşanan askeri tırmanmanın önlenmesine dair tedbirleri de değerlendirdiklerini aktardı. Erdoğan, iki kardeş ülke arasındaki çatışma ortamına bir son vermek için Katar’la birlikte yürütülen arabuluculuk süreçlerini hatırlatarak, hedeflerinin ateşkesi sürdürülebilir kılacak tedbir ve mekanizmaları devreye sokmak ve bölgedeki terör olaylarını kalıcı olarak sonlandırmak olduğuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabağ’da devam eden yeniden imar ve rehabilitasyon faaliyetlerini takdirle izlediklerini bu çalışmalara desteklerini sürdürdüklerini belirterek, "Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış süreci bağlamında atılmakta olan adımları da memnuniyetle karşılıyoruz. Nitekim taraflar arasında 8 Ağustos’ta Vaşington’da varılan mutabakattan duyduğumuz memnuniyeti çeşitli vesilelerle dile getirmiştik. Güney Kafkasya’da 30 yılı aşkın süre devam eden istikrarsızlık ortamının ardından, kalıcı barış ve huzur için bir fırsat penceresi aralanmıştır. Barış sürecinin en yakın zamanda nihayete ermesi, savaşın muzafferi olan Azerbaycan’ı bölgede barışın da mimarı olarak öne çıkaracaktır. Bu düşüncelerle tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizin Zafer Günü’nü bir kez daha kutluyor, ülkem ve milletim adına en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Azerbaycan’ın kutlayacağı Bayrak Günü’nü de şimdiden tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
Ziyaretleri sırasında kendilerini sıcak misafirperverliğiyle karşılayan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e, Azerbaycan halkına teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli Dilovası’ndaki bir parfüm fabrikasında çıkan yangında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diledi. Erdoğan, yangınla ilgili soruşturma başlatıldığını, ilk etapta 3 kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini aktardı.
Konuyla ilgili bazı kamu görevlileriyle ilgili görevden uzaklaştırma tedbiri uygulandığını belirten Erdoğan, "1’i ağır 4 yaralımızın tedavisi ise sürüyor. Bu kardeşlerimize de Cenab-ı Allah’tan acil şifalar temenni ediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabağ zaferinin sadece Azerbaycan’ın değil, Türk dünyasının bir zaferi olduğunu vurgulayarak, "İki devlet tek millet" ruhuyla, bu anlayışı sürekli kılacak bir adımı, bir yaşamı devam ettirdiklerini kaydetti. Erdoğan, "Biz, o gün dosta düşmana ’Türkiye sonuna kadar Azerbaycan’ın yanındadır’ dedik, daha ilk adımı atmadan önce biz Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu ifade ettik. Türk SİHA’ları, mühendislerimizin alın teriyle üretilen sistemler, Türk aklının, Türk iradesinin, Türk cesaretinin sembolü haline geldi. Zafer sonrasında bölgede barış rüzgarları esiyor ve Türkiye olarak bundan memnuniyet duyuyoruz. Biz de Azerbaycan ile senkronize şeklinde Ermenistan ile normalleşme sürecini yürütüyoruz. Bunu yürütürken Azerbaycan’ın buradaki haklarına halel getirilmesine asla müsaade edemeyeceğimizi de muhataplarımıza söylüyoruz. Şu anda İlham Aliyev kardeşimin liderliğinde Karabağ’da devasa bir kalkınma hamlesi söz konusu. Yollar, tüneller, tarım projeleri ve evler, birbiri ardınca Karabağ’ın dört bir yanında yükseliyor. Bu süreçte Azerbaycan’a da gereken katkıyı yapıyoruz. Özellikle altyapı, üstyapı noktasında Azerbaycan bir değişim, dönüşüm sürecini yaşamakta. Gerek merhum Haydar Aliyev dönemi olmak üzere gerekse İlham Bey’in görevi devralmasından sonra burayı yakından takip eden bir siyasi lider olarak, ne zaman nerede ne oldu, bunları çok çok iyi biliyorum. İlham Bey’in bu başarısını görmezden gelmek kesinlikle mümkün değil. Onun için kendisini ve ekibini kutluyorum" şeklinde konuştu.
"17’nci iyilik gemimiz biliyorsunuz El-Ariş’e ulaştı"
Türkiye’nin, Gazze’ye en üst düzeyde yardımı devam ettiren, yardım yapan bir ülke olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimiz bu konuda gerçekten çok çok hassas. 17’nci iyilik gemimiz biliyorsunuz El-Ariş’e ulaştı. Ancak yardım koridorları kasıtlı olarak tıkanmakta, insani yardımların bölgeye ulaşması maalesef engellenmekte. Günlük 600 tır insani yardım girişine izin verilecekti, fakat bu söz bile, ki onlar verdi bu sözü, yerine getirilmiyor. Biz, milletimizin emanetlerini Filistinli kardeşlerimize ulaştırmak için, yoğun çaba gösteriyoruz. Dostlarımız ve kardeşlerimizle de temaslarımızda bu konuya yönelik planlamaları konuşuyoruz ve geliştiriyoruz. Gazze’nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele sadece bir yardım konusu değil, aynı zamanda bir insanlık meselesidir. Bunu yakın takipte sürdürüyoruz. Özellikle de gıda, ilaç, barınma malzemeleri, sağlık ekipmanları, giyim eşyaları, hijyen için kullanılan ürünler bugüne kadar sevk edildi ve bu gayretimiz devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de bunların sevkini yapacağız" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sığınmacılar mevzusunun Türkiye’nin en fazla istismar edilen konularından bir tanesi olduğunu, özellikle CHP’nin bu konuyu çok istismar ettiğini belirterek, "Geçtiğimiz seçimde CHP ve Cumhurbaşkanı adayı tarihe utançla geçen ırkçı bir kampanya yürüttü. Bu ırkçı kampanyanın neticesinde de sonuç malum. Belki de bu zatın gidiş sebebi bu da olabilir. Çünkü bu konuyu çok istismar etti ve bu insanların ahını aldı. Ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları düşmanlaştırdılar, hedef gösterdiler, 3-5 oy uğruna buradan netice çıkaracaklarını sandılar ama istedikleri sonucu da alamadılar. Biz ise bu meselede hep vicdanın, insanlığın, kardeşliğin ne demek olduğunu anlattık. Ne dedik? ’Biz ensarız, onlar muhacir.’ Dolayısıyla ’ensar olarak biz bu muhacirlerimizi kapı dışarı etmeyiz, edemeyiz’ dedik ve sözümüzde de sonuna kadar durduk. Bugün de olsa yine dururuz. Bu arada Suriye’nin kuzeyinde konut yapımlarına da başladık. Bunlar da devam ediyor. Suriye birlik ve beraberliğini huzur ve istikrarı tahkim ettikçe dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış sığınmacıların dönüşü de hızlanıyor. Bakın şimdi nereye geldik? Suriye’ye yaptırımlar kaldırıldı mı? Kaldırıldı. Ne oldu? Ne olacaktı? Siyasette mesele ufuk meselesidir, ufuk. Varsa ufkunuz, sorun çözersiniz. Ama ufkunuz yoksa, hiçbir şeyi halledemezsiniz. 2016’dan itibaren Suriye’ye dönenlerin sayısı 1 milyon 290 bine ulaştı ve bu sayı her geçen gün artıyor. Bunlar da bizim için sevindirici, güzel neticeler" açıklamasını yaptı.
Deprem bölgesindeki konteynerlerin Gazze’ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlıklarının devam ettiğini bildiren Erdoğan, "Bunu ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu konteynerler ile bölgeye inşallah en üst düzeyde bir imkan sağlayacağız. Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze’nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri, kardeşlerimize inşallah vereceğiz" dedi.
"Sudan halkı emin olsun, Türkiye onların yanındadır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin Sudan’ın her zaman yanında olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Plansız davranmak mümkün değil. Önce plan, sonra proje. Bunları yapacağız. Kaldı ki; Sudan her an Türkiye’nin kendisine nasıl el uzatacağını bekleyen bir ülke. Orada yaşanan her acı, her kıyım, her dram bizim yüreğimizi parçalıyor. Kaldı ki onların da bizden beklentileri var. Bu beklentiler karşısında biz de arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizi yapıp, ne gibi destek verebiliriz, bunların çalışmalarını sürdürüyoruz. Sudan’da yaklaşık 2 yıldır binlerce insan maalesef hayatını kaybetti. Milyonlar yerinden edildi, sürgüne gönderildi. Çocuklar açlıkla, hastalıkla mücadele ediyor. Sudan’daki anlaşmazlığın çözümünü ve akan kardeş kanının durmasını bizler temenni ediyoruz. Yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor. Bu ihtilafın bir an önce sona ermesi ve diyalog yoluyla sorunlara çözüm bulunması gerektiğine de inanıyoruz. Bu konuda da yükümüzün ağır olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak burada yaşananları uzaktan izleyemeyiz. Sudan’ın huzur ve güvenliğinin sağlanması için diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sudan halkı emin olsun, Türkiye onların yanındadır."
Eurofighter’la ilgili olarak işlerin yolunda gittiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek İngiltere, gerek Almanya ile, Eurofighter konusunda olumlu adımlar attık. Ama bizim bunun yanında bir de Katar ve Umman’la da bazı görüşmelerimiz oldu. Belki onların ellerindeki Eurofighter’lardan da alma durumumuz söz konusu olabilir. Bu anlaşmaları inşallah sonuçlandırabilirsek, ülkemiz için güzel gelişmeler ortaya çıkmış olacak. Bunların yanı sıra ülkemizde attığımız savunma sanayii adımlarıyla birlikte Türkiye, büyük imkanları yakalayacak. Teknik düzeyde yapılacak görüşmeler ve alınacak mesafeler önemli. Tabii bir de F-16 ile F-35 konusu var. F-35 konusunda da ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin ve F-35’lerle inşallah güçlü bir imkana sahip olalım" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin soruya ise şöyle cevap verdi:
"Tarih vermeyeyim ama bu hafta inşallah Ankara’ya dönüşümüzle birlikte Sayın Genel Başkan ile irtibatları kurup randevulaşmamız halinde, ya ben kendilerine bir ziyaret yaparım ya da kendilerini davet ederim. Onların bizi ziyaretini temin ederiz. Aramızda zaten herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Malum pazartesi günü 10 Kasım Ankara’dayız. Döner dönmez de irtibatlarımızı kurar, adımı atarız."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kendisine yönelik sözleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz bizde güzel bir söz var. ’Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar.’ Özgür Özel’in yaptığına karşı açtığımız davayı herhalde duydunuz. Şu anda dava açıldı. Avukatlarım da sağ olsun işlerini iyi takip ediyorlar. En son yine bu ara bir 200 bin lira davadan tazminat kazanmıştık. O da yerini bulacak. O da vakıflara gidecek. İnşallah bu 500 bini de kazanırsak çok daha güzel olur. Yorulmadan, usanmadan bu davaları kazanmak hakikaten isabetli oluyor. Şunu da ifade etmek isterim ki; CHP Genel Başkanı’nın söylediği sözler, kurduğu cümleler, yaptığı suçlamalar aslında kendi durumlarını tariften ibarettir. Krizden beslenme, kaostan medet umma, kavga çıkararak gündem olma alışkanlığının devamıdır. Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor. Biz, asla CHP’nin bizi çekmeye çalıştığı bu seviyeye inmeyiz, inemeyiz. Bu düzeye inmeyi kendimize asla yakıştıramayız, milletimize de izah edemeyiz" diye vecap verdi.
"Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7’deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım"
Ailenin önemine yönelik açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aile, bizim medeniyetimizin köküdür, değerlerimizin taşıyıcısıdır, bizi biz yapan en kutsal müessesedir. Aile meselesi bizim için çok önemli bir konudur. Nasıl ülkemizin güvenliği için savunma sanayiini geliştiriyor, siber güvenlik konusunda tedbirler alıyorsak, yeni nesil saldırılar için de ailelerimizi korumak zorundayız. Aile Yılı içerisinde bizim için en önemli husus ailenin Türkiye’deki işlevini korumak. Bunun için de biz LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz. Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır. Bizim aile kurumlarımız güçlü. Öyleyse geleceğe de biz çok daha güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Buradan savrulma olmaz ve böyle bir savrulmaya da müsaade edemeyiz. Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7’deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım. Türkiye’nin nüfus artış hızının böyle bir konuma gelmesi hazmedilemez. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım ve ülkemiz inşallah nüfusumuzun artış hızının yükselmesiyle geleceğe çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir" ifadelerine yer verdi.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilimde Türkiye arabulucu rolü üstlendi. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile görüştünüz. Bu konu gündeme geldi mi" sorusunu ise şu şekilde cevapladı:
"Gelmez olur mu? Şu anda bizim devreye girişimiz de olumlu bir istikamette gelişiyor. İnşallah netice hayır olacak ve büyük ihtimalle de bu hafta içerisinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Başkanımız İbrahim Kalın, üçlü olarak bir Pakistan ziyareti yapacaklar. Bu konuları da orada görüşmek suretiyle bir an önce inşallah Doha’da başlayan süreci, Ankara’da bir neticeye kavuşturacaklar. Biz kalıcı ateşkes ve barışın sağlanmasını umut ediyoruz ve taraflara da itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz."