Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ersin Çelik Ak Parti Hükümetini Suriyeli sığınmacılar üzerinden vurmaya çalışan ve Türk toplumunu bu yönde konsolide eden muhalif görünümlü şer odağı partilerin Esed yanlısı Nusayriler ve Türkmenler üzerinden nasıl da oy devşirmeye çalıştığını ifşa etti. Çelik 'CHP ve İYİ Parti’nin gizli çalışması: Vatandaş Suriyelilerin oyu…' başlıklı yazısında 'CHP büyük ihtimalle bu listelerden yola çıkarak; evine, adresine ulaştığı Suriyeli göçmenlerle, özellikle de Esed yanlısı ve ‘Nusayri’ olanlarıyla özel görüşmeler yapıyormuş. Kim kimdir, necidir sınıflandırmasını da temasta oldukları CHP’ye yakın, yani “CHP’li Suriyeliler” yapıyormuş. Yakında Canan Kaftancıoğlu ve diğer CHP’li yetkililer Suriyeli seçmenlerle buluşma gerçekleştirirse kimse şaşırmasın.' ifadelerine yer verdi.
İşte o yazı:
Yüksek Seçim Kurulu’nda olmayan seçmen bilgilerinin, ellerinde olduğunu açıkladı Kemal Kılıçdaroğlu. Verdiği röportajı okuyanlar fark etmiştir, Kılıçdaroğlu kendinden çok emin ve övünerek “bizim elimizdeki seçmen bilgileri YSK’nın elinde yok” dedi. Artık seçim sürecine girildi ve bu özgüven tartışma çıkardı. Benzer bilgiyi AK Parti yetkilisi paylaşsa yer yerinden oynar, 2023 seçimlerinde daha şimdiden hile yapıldığı yazılır, çizilirdi. Bu da ayrı bir mesele.
CHP’nin kimselerde olmayan seçmen bilgisine erişmesi mümkün mü? AK Parti ve diğer partiler peş peşe açıklama yapınca CHP savunmaya geçti ve “elimizdeki verilerin kaynağı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) zaten” açıklaması yaptı. YSK, seçmen kütüğü ve listelerini her yıl güncelliyor. Siyasi partiler de yılda iki defa güncel listeyi YSK’dan alıyorlar. Bundan sonrası partilere kalıyor. Eldeki verilerden onlarca farklı sonuçlar çıkarmak, seçim ve seçmen çalışmaları yapmak mümkün. Yer gelmişken belirteyim, önceki yıllarda bu verileri YSK’dan temin edip, ticari işletmelere satan partiler olduğu ortaya çıkmıştı.
CHP’li yetkililer ise tartışmalar üzerine YSK’dan aldığı bilgilerle “veri analistliği” yaptıklarını açıkladı. Seçmenleri tek tek incelediklerini Kemal Kılıçdaroğlu da söylüyor: “Her bir seçmeni, ilk kez sandığa gidip oy kullanacak seçmenleri de biliyoruz, evlerini, adreslerini de biliyoruz, doğum yerlerine de bakıyoruz. Suriye doğumlu, Afganistan doğumlu, hepsine bakıyoruz, dolayısıyla kimlere vatandaşlık verildiğini de oradan çıkarabiliyoruz.”
YSK’da olmayan listeler nasıl CHP’nin elinde olur tartışması bir yana, Kılıçdaroğlu’nun vatandaşlık alan ve oy kullanma hakkı elde eden göçmenlerle ilgili sözlerine dikkat çekmek istiyorum. Türkiye’de şu anda göçmen karşıtı ve özellikle de Suriyelileri hedef yapan siyasi aktör Ümit Özdağ olarak görünse de bu söylemi başlatan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. “İktidara gelince Suriyelileri iki yılda ülkelerine göndereceğiz” diyen kendisiydi. Bu çıkışlarına kendi partisinden de itirazlar geldi. Dikkatinizi çekti mi? Kılıçdaroğlu, bir süredir savaştan kaçan Suriyeli göçmenleri hedef yapan, insan haklarına aykırı söylemlerde bulunmuyor. Daha yapıcı ve uzlaşmacı bir dile evirildi. Peki ne oldu da Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ’ın çizgisinden hızla uzaklaştı.
Geçenlerde İstanbul’daki Suriyelilere yönelik hem insani yardım hem de çeşitli kültürel çalışmalar yapan bir hayırsever ile konuşurken, konu vatandaşlık alan göçmenlere geldi. Oy kullanma hakkı kazanan göçmenlerin siyasi tercihlerini sordum. “Büyük oranda ve doğal olarak AK Parti, ancak sahada çok ilginç siyasi çalışmalar yapılıyor” dedi. “Nedir ilginç olan” diye sorunca şunu öğrendim; muhalefet, Suriyelilere yönelik seçim çalışması yürütüyormuş. CHP ve İyi Parti ekipler kurmuş ve özellikle de oy kullanacak Suriyeliler ile temas kurma, toplantılar yapma ve bazı vaatlerde bulunma aşamalarına geçmişler.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı geçtiğimiz aylarda, 2011’den bu yana 200 bin 950 Suriyelinin Türk vatandaşı yapıldığını ve bunların 47 bininin Türkmen olduğunu açıklamıştı. Ayrıca 17 bin Afganistan Türkü, 101 bin 995 Ahıskalı ve 6 bin 787 Uygur Türkü de vatandaş olmuş. Bu bilgiler YSK üzerinden siyasi partilere giden seçmen listelerinden de çıkarılabiliyor. Kılıçdaroğlu da söylüyor zaten: “İlk kez sandığa gidecek seçmeni biliyoruz. Suriye doğumlu, Afganistan doğumlu, hepsine bakıyoruz.”
CHP büyük ihtimalle bu listelerden yola çıkarak; evine, adresine ulaştığı Suriyeli göçmenlerle, özellikle de Esed yanlısı ve ‘Nusayri’ olanlarıyla özel görüşmeler yapıyormuş. Kim kimdir, necidir sınıflandırmasını da temasta oldukları CHP’ye yakın, yani “CHP’li Suriyeliler” yapıyormuş. Yakında Canan Kaftancıoğlu ve diğer CHP’li yetkililer Suriyeli seçmenlerle buluşma gerçekleştirirse kimse şaşırmasın.
İyi Parti’nin ise daha nokta atışı bir çalışma yaptığını öğrendim. Suriyeli Türkmenlerin oylarını almak için özel görüşmeler yapılıyormuş. Türkiye’de vatandaşlık alan 50 bine yakan Suriyeli Türkmen var. İyi Parti de aracılar üzerinden listeler çıkarmış. Ne var bunlarda diyenler olacaktır. Burada anormal olan “Suriyeli ayrımı” yapılması. Meral Akşener de “Suriyelileri göndereceğiz” siyaseti yapan liderlerden. Oğlunun Suriyelilere, Türkiye’de kendi işlerini kurma konusunda dersler verdiği ortaya çıkınca herkes çok şaşırdı. Oysa arka kapıda seçmen çalışması da yapılıyormuş.
El altından yürütülen çalışmalardan şunu görüyoruz; 2023’e giderken bir oyun ne kadar önemli olduğu gerçeğinin herkes çok farkında. Muhalefeti, Suriyeli ve diğer milletlerden vatandaşlık alan göçmenlerin ayağına götürmeye mecbur bırakan bir seçim süreci bizleri bekliyor.