-
BIST 10010.372,04-%0,10
-
DOLAR41,32%0,08
-
EURO48,48-%0,05
-
GRAM ALTIN4.843,95%0,33
-
Ç. ALTIN7.896,98%0,73
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na yönelik şaibe iddialarıyla açılan dava, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yarınki duruşmayla devam edecek. Türkiye'nin siyasi arenasının gündeminde olan bu dava, parti yönetimi ve geleceği açısından kritik bir öneme sahip. Mahkeme sürecinde iptal, tedbir kararı, çağrı heyeti oluşturulması veya görevsizlik kararı gibi çeşitli ihtimaller değerlendiriliyor.
Hukukçulardan Farklı Perspektifler
Dava ile ilgili olarak gazetemize değerlendirmelerde bulunan hukukçular Aylin Esra Eren, Uğur Poyraz ve Dr. Öğr. Üyesi Volkan Aslan, mahkeme sürecinin olası sonuçlarına dair farklı senaryolar çizdi.
“Mahkeme İptal Kararı Verebilir, Ancak Kısa Vadede Büyük Değişiklikler Beklenmemeli”
Hukukçu Aylin Esra Eren, davadan çıkabilecek mutlak butlan kararının istinaf ve Yargıtay yolu açık olması nedeniyle kısa vadede büyük değişikliklere yol açmayacağını belirtti. Eren, “İddialar doğruysa mahkeme iptal kararı verebilir. Ancak hukuken bunun kısa vadede büyük değişikliklere yol açmayacaktır. Mahkeme ancak bir tedbir kararı verir ise tedbirler hemen sonuç doğuracaktır.” ifadelerini kullandı.
“YSK Kararları Kesin Bağlayıcıdır”
Uğur Poyraz, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarının kesin nitelikte olduğunu ve hiçbir yargı merciinde dava açılamayacağını vurguladı. Poyraz, YSK kararlarının tartışılmaz ve bağlayıcı olduğunu belirterek, mahkemelerin siyasi saiklerle değil yasalar doğrultusunda karar vermesi gerektiğinin altını çizdi. Poyraz, aksi durumda yargı bağımsızlığının zedelenebileceğini ve toplumun adalete olan güveninin sarsılabileceğini kaydetti.
“Geçici Yönetim Atanabilir, Ancak Süreç Sınırlı Olabilir”
Dr. Öğr. Üyesi Volkan Aslan ise mahkemenin geçici bir yönetim atayabileceğini ve bu yönetimin kurultay sürecini başlatabileceğini belirtti. Aslan, bu geçici yönetimin önceki yönetimden oluşmak zorunda olmadığını, başka kişilerin de atanabileceğini vurguladı. Ancak Aslan, CHP'nin olağanüstü kurultay kararı almış olması nedeniyle mahkemenin bu yönde bir karar almasının pratiğe yansımasının sınırlı olabileceğini ifade etti.
