umhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomideki fiyat dalgalanmaları ve son dönemdeki fahiş fiyatlarla ilgili olarak bankaların bu süreçte yüzde 400 kar elde ettiğini söyledi.
CHP liderinin bu sözlerini bugükü köşe yazısında değerlendiren Yeni Akit gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, CHP’nin İş Bankası’na ortak olduğunu hatırlatarak Kılıçdaroğlu’nun eleştirdiği konuda kendi bankalarında neden harekete geçmediğini sordu.
İşte o yazı;
Gözümüzün içine baka baka, nasıl da gerçekleri gizliyorlar..
Bir yandan helalleşme çağrısı yapıyorlar..
Bir yandan yeni yeni zalimlikleri hayata geçiriyorlar..
Yalanlar, iftiralar eşliğinde, her türlü ahlaksız iftirayı hiç sıkılmadan tekrarlıyorlar.
Önceki akşam, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, alelacele bir video çekimi ile piyasaya çıktı..
Bir yandan faizin “radikal şekilde artırılması”nı isterken..
Bir yandan da, “tefecilik” mavalı ile, algı operasyonlarına imza attı.
“Şimdi bu tefeci şirketler tehdit edecekler fakiri fukarayı. Bunlar mafyadır. Sakın ödemeyin” dedi.
Kemal Kılıçdarıoğlu, gerçekten tefeciler için bunu söylüyorsa, hep birlikte kendisine destek çıkalım..
Ama kendisi, “Faiz oranlarını artırın, dar gelirli insanların belini bükün.. Paradan para kazananların, daha çok para kazanmasını sağlayın” anlamına gelen “Faizleri yükseltin” tezini Türkiye’nin gündemine ısrarla dayatırken..
Diğer taraftan da, faizi düşürmek için didinen siyasi iktidarın kurguladığı düzenin “tefecilik” olduğunu iddia ediyorsa..
Yalan söylüyorsa..
“Seçime 9 ay kaldı..
Her türlü yalanı söyleyeyim.. Her türlü iftirayı atayım..
Zaten seçimi kazanamayacağım.
Belki yalanlarımla, iftiralarımla, küçücük bir ihtimal de olsa.. Seçimi kazanırsam.. O zaman kazancım büyük..
Bu kazanç için de, her türlü yalanı söylemek bana haktır” diye düşünüyorsa..
Kimsenin bu söyleme, destek çıkmaması gerekir.
O videoda söylüyor, Kemal Kılıçdaroğlu:
“Erdoğan’ın gemisine binip halkımızı soyup soğana çeviren herkesle benim bir derdim var. Hiçbirinizin gözünün yaşına bakmayacağım” diyor..
Halkı soyup soğana çeviren kim varsa, buyursun mücadele etsin..
Ama önce kendi milletvekillerinin, bel altı olaylarını bir çözsün..
Kendisinden önceki genel başkandan başlayın..
Halen milletvekili olan bir çırpıda sayacağım isimlerin yatak odası görüntülerini çözememiş olan bir genel başkan, “halkın soyup soğana çevrilmesi”nden bahsederek, yalan söyleyerek, ancak iftira etmiş olur..
Somut örneğini vereyim..
Bankacılık sektörü ile ilgili, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının daha net bölümünü verip, ardından hepimizin bildiği bilgiyi tekrar sizinle paylaşayım..
Diyor ki Kemal Bey:
“Bazı meseleler var. Bu meseleler göründüğü gibi değil, sizin de bilmenizde yarar var. Önce bu faizler meselesini bir konuşalım. Dünya faizleri yukarıya çekiyor, Merkez Bankamız faizi indiriyor. Erdoğan da nas algısı yapıyor. Ben size olan biteni çok basit bir dille anlatayım. Faiz artıran ülkeler yatırımcıları ve dolayısıyla dövizi kendi ülkelerine çağırıyor. Faiz düşürenler de haliyle yatırımcıya ve dövize gelme demiş oluyorlar. Açıkça söylemek gerekirse dışarıdan gelmesi zaruri olan dövize ulaşmamızı bizzat Merkez Bankamız zorlaştırıyor. Yani dövizi kıt hale getiriyor.”
Afedersiniz, “Ülke katar katar satılıyor” diyen kimdi?
“Türkiye güvenli değil. Yatırımcılar gelmesin” diyen, Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?
“Türkiye’nin en değerli arsaları, Araplara satılıyor” diyen, Kemal Kılıçdaroğlu ve takımı değil miydi?
Şimdi, dövizden bahsediyor..