Tarih: 17.11.2021 15:26

Keban’da 45 milyon yıllık tarihi kalıntılar görüntülendi

Facebook Twitter Linked-in

Anadolu Su Altı Araştırma ve Sporları Derneği (ASAD) üyeleri, Elazığ’ın Keban ilçesinde bulunan ve gezilebilmesi sadece teknelerle mümkün olabilen kale, zindan, kanyon, kilise ve manastır gibi 45 milyon yıllık tarihi kalıntıları görüntüledi.

Gerek Su altı ve gerekse su yüzeyindeki gizemleri ortaya çıkararak ülke turizmine katkılar sağlamayı hedefleyen ASAD Derneği, Keban ilçesinde başarılı bir çalışmaya imza attı. Derneğin çalışmaları doğrultusunda tekneyle Keban, Baskil, Ağın üçgeninde bulunan Fırat Nehri ve Keban Baraj Gölü kıyısındaki çeşitli alanlara keşif gezisi düzenleyen dernek üyeleri; kale, zindan, kanyon, kilise ve manastır gibi 45 milyon yıllık tarihi kalıntıları tespit ederek tek tek görüntüledi. ASAD Temsilcisi Kazım Üstün tarafından görüntülenen tarihi kalıntılar ile bir kez daha bölgenin tarihi açıdan önemi ortaya konulmuş oldu.

Yapılan çalışmalar ve görüntülenen tarihi kalıntılar ile ilgili bilgi veren ASAD Temsilcisi Kazım Üstün, keşif gezisiyle birçok tarihi kalıntı ve mekan tespit ettiklerini söyledi.

“Keşfedilen mezar dönemin büyük kahinlerinden birine ait”

Yaptıkları araştırmalar neticesinde Hastek Kalesi’nde bulunan kaya mezarın o dönemin en büyük kahinlerinden birine ait olduğunun tespit edildiğini kaydeden Üstün, “Söz konusu alana bugün bizlerde bir ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretle birlikte kalenin coğrafi konumunu, ulaşım ve rehberlik noktasında gerekli doneleri toparlayarak, Hastek Kalesi’ne ilçemiz Keban’dan tekne turları başlatmaya karar verdik. Bu vesile ile gezdiğimiz Hastek Kalesi’nin görsellerini topladık. Bu görselleri Araştırmacı Aygün Çam hocamız başta olmak üzere bir kaç değerli hocamızla paylaşmamız sonucunda; daha önce hiç duyulmamış bir hikaye ile karşılaştık. Hastek Kalesi’nde bulunan kaya mezarın, o dönemin en büyük kahinine ait olduğu söylendi. Konunun geniş çaplı araştırmasını akademisyenlerimizle birlikte yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Keşif gezisiyle Fırat Nehri ve Keban Baraj Gölü kıyısındaki çeşitli alanlarda bulunan kale, zindan, kanyon, kilise ve manastır gibi 45 milyon yıllık tarihi kalıntıları görüntüleme imkanı bulduklarını kaydeden Üstün, “İlgisizlik ve sahipsizlik yüzünden bu kültür mirası antik yapılar yok olmak üzere. Abartısız belki biraz ilgi ve araştırma ile UNESCO kültür mirası listesine girebilecek yer ve yapılar mevcut ve maalesef birçok kişinin haberi bile yok. Buraların turizme açılması, bölge insanı ve ülkemiz için inanılmaz bir avantaj. Tespit ettiğimiz önemli noktalardan bir tanesi de Ağın ilçesinin Yenipayam köyünün sınırları içerisinde yer alan, eski kaya oyma yerleşkesi. Geçmişten beri var olan bu bölge, günümüzde yazılı ve görsel medyada daha çok yer bularak tanınacak ve merak uyandırmaya başlayacak. Ziyaret ettiğimiz Hastek Kalesi ile ilgili en net bilgi, halen kayanın üzerinde yer alan kitabedir. Kitabe çevirisi yapıldığında; "Burada vaktiyle evlenerek memleketime getirdiğim iyi duygular taşıyan Athenais yatıyor. Bu mezarın önünden gelip geçenlerden onu bir gül ile ya da başka bir çiçekle onurlandırana tüm göksel güçler bağışlayıcı olsun. Fakat eğer bir başkası mezara zarar vermek amacıyla gelirse tüm yer altı tanrıları ona kötülük yapsın. Bunları yazan babasıyla aynı adı taşıyan Aeimaries’tir ve kısa bir hayat sürmüş olan eşini severdi. Onun babası da benimle aynı adı taşımaktaydı ve annesi Antonia da Lucius’un kızıydı" açıklaması çıkıyor karşımıza” ifadelerini kullandı.

“Suyun altını üstüne getiriyoruz”

ASAD Derneği olarak gerek su altı ve gerekse su yüzeyindeki gizemleri ortaya çıkararak ülke turizmine katkılar sağlamayı hedeflediklerini kaydeden ASAD Başkanı Mehmet Salih Aygün ise, araştırmalarla adeta suyun altını üstüne getirdiklerini anlattı. Dernek olarak çalışmaların startını verdiklerini kaydeden Aygün, “Ülkemizin her bölgesinden bilim adamları, denizcilik uzmanı, profesyonel dalgıçlar, dalış eğitmenleri ve su altı sporları meraklılarından oluşan dev bir kadroyla bir araya gelerek geçtiğimiz günlerde derneğimizi kurduk. Bu günde kolları sıvadık ve çalışmalara başladık. Tabiri caizse suyun altını suyun üzerine çıkaracağız. Üç tarafı sularla çevrili ve irili ufaklı gölleriyle sular cenneti vatanımızın gerek su altı, gerekse de su yüzeyindeki gizemlerini son teknolojileri kullanarak ortaya çıkarmayı ve ülke turizmine büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz. İlk etapta dernek üyelerimize profesyonel su altı fotoğraf ve video görüntüleme, 3 boyutlu haritalama, fotogrametri, yüksek irtifa dalışları eğitimi vermeyi planladık. Bunların yanı sıra su altında ve su üstünde hareket kabiliyeti olabilecek insansız deniz araçları (İDA) eğitimi ve üretimi faaliyet alanlarımız içerisinde olacaktır. Eğitimlerimizin akabinde su altı tabletlerle 3 boyutlu haritalama tekniklerini kullanarak Van Gölü başta olmak üzere denizlerimiz, göllerimiz ve barajlarımızda tespit ettiğimiz araştırmaya başladığımız veya yeni keşfettiğimiz su altında kalan tarihi kalıntılar, mezarlar, mikrobiyalitler ve batıkların 3 boyutlu minyatürlerini oluşturup, su altı müzeleri kuracağız. Bu inovatif çalışmalarla ülkemiz turizmine büyük katkı sağlamayı planlıyoruz. Bu anlamda derneğimizin Elazığ, Tunceli bölgesindeki baraj gölleri temsilcisi Kazım Üstün ilk adımı atarak, Fırat Nehri ve Keban Baraj Gölü kıyısında çeşitli alanlarda bulunan ve gezilebilmesi sadece teknelerle mümkün olabilen kale, zindan, kanyon, kilise, manastır gibi 45 milyon yıllık tarihi kalıntıları görüntüledi” şeklinde konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —