Tarih: 05.12.2017 14:01

Birişik: 'Ülkemiz bugün kırmızı et ithal ediyor ama beyaz eti ihraç ediyor'

Facebook Twitter Linked-in

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, Türkiye’de son 10 yılda su ürünleri üretiminde ciddi bir artışın olduğunu, Türkiye’nin kırmızı et ithal ettiğini ancak beyaz eti de ihraç ettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından desteklenen Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından Uluslararası Rezervuar ve Göllerde Ağ Kafeslerde Balık Yetiştiriciliği Bölgesel Eğitimi düzenlendi. Eğitime Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kırgızistan, Tacikistan, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna ve Türkmenistan ülkelerinden de 19 kursiyer katıldı.
Suyun büyük bir biyoçeşitliliğe sahip olduğunu belirten Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Nevzat Birişik, “Su önemli bir ekosistem bilgisi gerektiriyor. Biz karada yaşayan bir canlı türü olarak suyun içinde yaşayanların kendi aralarındaki ve doğal dengeyle ya da doğanın diğer unsurlarıyla olan ilişkilerini henüz öğrenme aşamasındayız. Ama insanoğlunun ihtiyacı olan mevcut gıda kaynaklarını çeşitlendirmek mecburiyetimiz var. Yerkürede azalan doğal kaynaklar var ve bu anlamda su ürünlerin ya da genel ifadesiyle balıkçılığın, çok önemli bir gıda kaynağı olarak önümüzde duruyor. Bu bölgede son 50 yılda kat ettiği mesafe ile iç sularda, değişik su ürünleri üretebilmiş ve burada katlayarak üretimini arttıran, ihracat yapan bir sektör var. Buradaki bilgi ve tecrübeyi, komşuları ve dost ülkeleriyle paylaşmak istiyoruz” dedi.
İnsanlarda, dünyada suyun çok fazla olduğu kanaatinin yer aldığını dile getiren Birişik, “Dünyanın 3’te 2’si su diyoruz ama bu bir yalan. Dünyanın üçte ikisi su değil. Dünyanın yüzeyini bir karpuz gibi düşünürseniz karpuzun dışında çok ince bir filim tabakası gibi bir su var. Dünyanın kütlesini, toplam kütlesinin binde biri kadar bir su var. Hiçte öyle çok bir su yok ve bunu yüzde 97’si tuzlu, denizlerde, okyanuslarda. Bu suyun gıda olarak tüketilemez ve kullanımı çok zor. Bu yüzde 97 ancak şuanda avcılıkla kullanıyoruz. Geriye yüzde 3 kalıyor. Bugün burada bulunmamızın sebebi de bu yüzde 3 olan az miktarda içerideki tatlı suyun değerlendirilmesi ama bunun sahibi sadece biz değiliz. Bu yüzde 3 olan tatlı suyun, dünyadaki toplam yüzde 1’i kullanılabilmektedir. Gerisi buzullarda buz formunda yer alıyor. Dolayısıyla çok az olan ve çok değerli olan bu yüzde 1’lik suyu tarımda, sanayide, içme suyunda kullanmak zorundayız” diye konuştu.
Türkiye’de son 10 yılda su ürünleri üretiminde ciddi bir artışın olduğunu da aktaran Birişik, “Tüm dünyada elde edilen su ürünleri miktarı yüzde 70’i avcılıktan yüzde 30’u yetiştiricilikten geliyor. Türkiye’de ise yüzde 50’si avcılıktan, yüzde 50’si yetiştiricilikten geliyor. Buda yaklaşık olarak yılda 600 ton ediyor. Dolayısıyla içerde 300 ton civarında üretim yapıyoruz. Bu rakam gelecek yıllarda hızla değişecek ve çok büyük bir kısmı yetiştiricilikten gelecek. Bunu artırırken kıymetli olan sularımızı çok iyi yönetmemiz gerekiyor. Ülkemiz bugün kırmızı et ithal ediyor ama beyaz eti ihraç ediyor. Burada önemli olan bunu sürdürebilir kılmak. Bundan bin yıl sonra durum ne olacak. Türkiye’nin başarısı bir tecrübedir ama hataları da bir tecrübedir. Biz dost ve kardeş ülkelerimizle tecrübelerimizi paylaşırken hatalarımızı da paylaşıyoruz. Bu sektör ülkemizde büyüyor ve ciddi bir istihdam oluşturuyor” diye kaydetti.
Programa Birişik’in yanı sıra, FAO Temsilcisi Atilla Özdemir, Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Kurum Müdürü Özkan Özbay, 9 ülkeden katılan 19 kursiyer ve davetliler katıldı.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —