Kars eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, Ermenistan’ın Türkiye sınırına yakın mesafede bulunan Metzamor Nükleer Santralinin bir ana önce kapatılması çağrısında bulundu.
Kars eski Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, Ermenistan’ın Türkiye sınırına yakın mesafede bulunan Metzamor Nükleer Santralinin bir ana önce kapatılması çağrısında bulundu.
Naif Alibeyoğlu, geçtiğimiz günlerde merkezi Ermenistan ve Gürcistan sınırında meydana gelen depremin ardından Metzamor Nükleer Santralinin patlamasının bir kez daha dünya gündemine geldiğine dikkat çekti.
26 Nisan 1986 tarihinde o dönem Sovyetler Birliği’ne bağlı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 numaralı reaktöründe gerçekleşen nükleer kazanın Türkiye’nin birçok bölgesini ölümcül bir şekilde etkilediğini hatırlatan Alibeyoğlu, “Iğdır’a 30, Kars’a 90, Ardahan’a 190 ve Erivan’a 32 kilometre uzaklıkta faaliyette bulunan Metzamor Nükleer Santralinin aynı ölümcül riski taşıdığını söyledi.
Kars Belediye Başkanlığı görevini sürdürdüğü sırada, konuyu birçok kez dünya kamuoyunun gündemine taşıdığını ifade eden Alibeoğlu, “Erivan’a 32 kilometre, Iğdır’a 30 kilometre, Kars’a 100 kilometre ve Ardahan’a 190 kilometre mesafedeki Metzamor Nükleer Santrali ve yine Ermenistan’ın Spitak şehrindeki Spitak Nükleer Santralleri 1988 Gümrü Depreminden sonra 1989 yılında kapatılmıştı. Fakat enerji kaynaklarının yetersizliği ve ekonomik nedenlerle, Ermenistan Hükümeti, Uluslararası kamuoyuna santralin iyileştirilmesi taahhütünde bulunarak, 1993 yılında Metsamor nükleer santralinin iki ünitesini tekrar açma kararı aldı. 1993 yılında Ermenistan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına (IAEA) üye oldu ve Viyana Anlaşması’nı kabul etti. Bu anlaşmaya göre Ermenistan aynı zamanda oluşacak bir nükleer kazadan sınır komşularına verilecek zararın karşılanması ve sivil yasa sorumluluğu üzerine birleşik protokol anlaşmasında imzaladı” dedi.
Alineyoğlu, “Ermenistan hükümetinin isteği üzerine Temmuz 1994’te (IAEA)’dan uzman bir ekip santrali ziyaret etti. Teknik ,sismik,personel,santral güvenliği ve çevre ile ilgili konuları inceledikten sonra, ekip 408 MW’lık elektrik üreten Metzamor Santrali’nin 2.ünitesinin standartlara uygun olmadığını ve acil durumda reaktör çekirdeğini soğutacak sistemin yetersizliği,kontrol sisteminin ve enstürmanların güvenirsizliği, yangın koruma sisteminin yetersizliği ve binanın eksikliği gibi bir çok konuda eksikliklerinin olduğunu rapor etti. Bu rapor Ermenistan’daki Metzamor, Bulgaristan’daki Kozlouy ve Rusya ’daki Kola gibi VVER-270 tipi santrallerin dünyadaki tehlikeli nükleer santraller arasında olduğunu belirten daha önceki raporların benzeri bir rapordu. Metzamor nükleer santrali 1976 yılında alabildiğine geri bir teknoloji ile yapılmış olup, Çernobil’den daha tehlikeli bir santraldir. Ağrı Dağı ile Ermenistan’daki Alagöz Dağı arasında kalan Iğdır Ovası ve Erivan Ovasının bulunduğu Sürmeli çukurunda Ağrı Dağı fay hattı üzerinde kurulmuş bir nükleer santraldir. AB Bulgaristan’a birliğe geçişin ön koşulu olarak Kozlouy’un kapatılmasını istemişti, öylede oldu. Metsamor yakın olmadığı için Avrupa aynı duyarlılığı göstermedi. Biz o dönem dünyada konunun uzmanı olan ABD’deki Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ‘ı davet ettik. Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Kafkas Üniversitesi’nde sorunun vahametine ilişkin bir tebliğ sundu. Ülkemizde de çeşitli kurum ve Üniversiteler de Metzamor’u ve tehlikesini anlatan konferans ve paneller düzenlendi. Kamuoyu oluşturduk” diye konuştu.
Naif Alibeyoğly, “Tebliğden sonra hazırladığımız altı sayfalık İngilizce ve Türkçe Kent Konseyi Başkanı olarak benim ve Genel Sekreter Sezai Yazıcı’nın imzalarımızı taşıyan bir başvuru metniyle başkanı olduğum Yerel Yönetimler Derneğimizin Genel Sekreteri Saffet Özdemir’le beraber, bizzat merkezi Viyana’da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına gittik. Al Baradey o gün için İran’a gitmişti. Birinci yardımcısıyla görüştük. Santralin tehlikesini ve vahametini kendisine ilettik. Ajans 12 kişilik bir heyeti Ermenistan’a gönderdi. Ermenistan 2016 yılında santralin kapatılmasını taahhüt etmişti. Ayrıca Metzamor’un kapatılmasına ilişkin Kars Merkez ve köylerden gelenlerden topladığımız 50 bin imzalı talebimizi Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Avrupa Birliği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ilettik. Yine 2004 1 Mayıs’ında ülkemizden bir grup belediye başkanı arkadaşımızla, New York’ta benim, Hiroşima ve Nagazaki Belediye Başkanlarının öncülüğünde bir çok ülke belediye başkanında katıldığı, binlerce insanla Nükleer Savaşları protesto miting ve yürüyüşü düzenledik. New York’ta Birleşmiş Milletler binasında Kofi Annan’la görüştük, düzenlenen bir panelde Metsamor Nükleer santralinin tehlikesini ve Karabağ sorununu ifade ettim. Ayrıca Brüksel’de Avrupa Birliği binasında düzenlenen bir başka panelde de, aynı sorunlardan bahsettim. Tabi bu arada bizim Atom Enerjisi Enstitüsünde bölgede oluşan kamuoyu tepkisiyle bazı araştırmalar ve çeşitli yerlere gözlem istasyonları kurdu. Ancak görünen odur ki, gerek AB nezdinde, gerekse ülkemizde Kars, Ardahan, Iğdır, Erzurum, Ağrı ve Van gözden çıkarılmış, yıllardır konuya müdahil olunmamış. Metzamor’un tehlikesine ve kapatılmasına ilişkin gerekli girişimlerde bulunulmamıştır. Karabağ Sorununun büyük ölçüde çözüldüğü şu sıralar; Ermenistan ve Türkiye Hükümetlerinden ikinci Metzamor ünitesi kapatılana kadar, her iki tarafın acil eylem planı hazırlayarak, beraberce boşaltılma planlarının yapılıp bir an önce yerel yetkililere dağıtılmasını ve büyük bir kaza durumunda sınırların, bölge halkının boşaltılması için açılması sağlanabilmelidir. Kolayca ulaşılabilir sağlık sığınaklarının ve radyasyona maruz kalma güzergahında acil planlama bölgesi, acil durum çalışanları ve halk için koruyucu iyot kullanımı planlanmasının yapılması gibi koruyucu önlemler için ortaklaşa eyleme geçilmelidir. Deprem gibi doğal afetlerin, boşaltmayı zorlaştıracağı göz önüne alınarak ve yeteri miktarda koruyucu iyot stokları ve kullanımı klavuzlarının yerel hastane, belediye, okul ve itfaiyelere dağıtılması gerekmektedir. Çernobil ve Japonya’da Fukuşima’daki son felaket, trajik fakat önemli bir dönüm noktasıydı. Bizi daha önce görülmemiş miktarda enerji ve kaynakları etkilenen insanlara, bu tip acıların bir daha hiç yaşanmamasını sağlama konularına odaklanmamızı sağlamış ve nükleer kazanın Ukrayna ,Belarus, Rusya ve Japonya’da hayat,sağlık ve çevre üzerinde yıkıcı bir etkisi olmuş, radyasyonun etkileri diğer dünya ülkelerinde korku ve kaygılara neden olmuştur. Son olarak ülkeleri ve politik farklılıkları gözetmeden, Metzamor Nükleer Santrali civarında yıllarca radyasyon korkusuyla yaşamakta olan halk adına, Metzamor Nükleer Santrali’nin ruhsatının uzatılmasındaki tehlikeli, pahalı ve sorumsuz sürece müdahale edilmelidir. Bu Santralin kapatılmasıyla insani değerler çerçevesinde Ermenistan’a enerji satılması, Nükleer tehlikenin ortadan kalkması, doğal çevrenin korunması, beraberinde sorunların çözülmesi, bölge barışı ve halklar arasında yakınlaşma sürecini de hızlandıracaktır” şeklinde konuştu.