Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir araya gelen 25 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisi, dünyanın ikinci büyük kraterinin yer aldığı Nemrut Kalderası’nın tehdit altında olduğuna dikkat çekti.
Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir araya gelen 25 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisi, dünyanın ikinci büyük kraterinin yer aldığı Nemrut Kalderası’nın tehdit altında olduğuna dikkat çekti.
“Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı” projesi kapsamında Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçe sınırları içerisinde bulunan Nemrut Kalderası’nda betonarme yapıların da içerisinde bulunduğu tuvalet ve sosyal tesis yapmak için başlatılan çalışmalara tepkiler devam ediyor. Konuyla ilgili endişeleri dile getirmek ve tepki göstermek amacıyla Bitlis’in Tatvan ilçesinde bir araya gelen Bitlis ve Van illerinden toplam 25 STK’nın temsilci ve üyeleri, başlatılan çalışmalar nedeniyle doğal koruma alanında bulunan dünya mirası Nemrut Kalderasının (volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluşmuş volkanik yer şekli) tehdit altında olduğuna dikkat çekti. STK’lar adına basın bildirisini okuyan Van Gölü Aktivistleri Derneği Genel Sekreteri Maşallah Özel, Nemrut Dağı ve Krater Gölü’nün statü ve önemi ile ilgili bilgi vererek, “Nemrut Kalderası, Avrupa Seçkin Destinasyonları (EDEN) Projesi kapsamında birinci seçilerek ‘Mükemmeliyet Ödülü’ almıştır ve kalderanın UNESCO Küresel Jeopark Ağı’na dâhil edilmesi için başlatılan çalışmalar sürdürülmektedir. Bu statülerin, sözleşmelerin ve Milli Parklar Kanunu’nun bu alanlarda korumayı sağlaması ve artan insan faaliyetlerinin ve iklim değişikliğinin oluşturduğu olumsuz etkileri engellemesi için bu alanların Milli Parklar Genel Müdürlüğünce bir yönetim planı çerçevesinde ele alınması doğru bir yaklaşımdır. Ancak 2016 yılında hazırlanan Nemrut Kalderası Yönetim Planı, alanın koruma statülerine uygun olmayan öngörüleri içermekte ve alanın korunmasında önemli riskler oluşturmaktadır. Yönetim planı, tabiat anıtı ve ramsar alanı sınırları içinde, mutlak korunma ve hassas koruma alanları arasında piknik alanları, kır lokantası, otopark gibi işlevler ve kalderanın doğal peyzajı içinde kalan bir noktada kır lokantası öngörmektedir. Nitekim, bu plana dayandığını sandığımız müdahaleler geçtiğimiz aylarda başlamış ve kaldera içinde ağaç kesilerek, bitki örtüsü kaldırılarak, alana iş makineleri sokularak beton dökülmüş, tuvalet, seyir alanları adı altında yapılar inşa edilmiştir” dedi.
“Kalderanın bir mesire yeri olarak görülmesi yanlıştır, bu bakış açısı vahim sonuçlar doğuracaktır”
“Kalderanın özelliklerini, değerlerini yok edecek bu müdahalelerin ardında yatan bakış açısı, bu alanın dinlence amaçlı kullanılacak bir mesire yeri olarak görülmesidir. Bu bakış açısı yanlıştır ve bu doğal alanın tümüyle dönüşmesi ve kaybedilmesi gibi vahim sonuçlar doğuracaktır” diyen Özel, “Bununla birlikte, bu tür yapılaşmanın başlatılması Küresel Jeopark Ağı’na katılma sürecini olumsuz bir şekilde etkileyecek ve bölge turizmine önemli katkılar yapması beklenen jeopark statüsünü tamamen imkânsız hale getirecektir. Nemrut Kalderası, bir mesire yeri değildir, Tabiat anıtı, doğal sit alanı ve ramsar alanı statülerinde ve UNESCO Dünya Mirası Kriterlerinde belirlendiği gibi doğallığına, bütünlüğüne ve orijinalliğine olumsuz etki edebilecek her türlü değişime, gelişime karşı korunması gereken bir doğal dünya mirasıdır. Planlama yapan kurumlarımızın aksine jeolojik bir miras olan kalderanın önemi bütün dünyaca kabul edilmekte ve Bitlis Eren Üniversitesi bünyesinde yapılan araştırmalar ve yazılan makaleler, dünya çapında ilgi görüp en saygın bilimsel dergilerde yayımlanmaktadır. Kaldera içerisinde yürüyüş güzergahları, bilgilendirme elemanları yerleştirilerek alan hakkında bilgilenme ve etkin ziyaretçi deneyiminin artırılması, seyir noktaları, kalderanın içi ve Van Gölü manzarasının en etkileyici olduğu noktalarda silueti ve doğal çevreyi en asgari biçimde etkileyecek şekilde tasarlanmalıdır. Bu ilkelerle geliştirilmesi halinde Nemrut Kalderası özellikle dağ ve doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık, botanik inceleme, jeolojik gözlem, kuş gözlemciliği için dünyaca tercih edilen nitelikli bir ekoturizm destinasyonu olabilecektir. Bölgemizin nitelikli bir şekilde gelişmesinin, doğal ve kültürel mirasımızın korunmasına dayalı olduğuna inanan sivil toplum örgütleri ve kişiler olarak, bir dünya mirası olan Nemrut Kalderasında öncelikle ve acilen yapılan yapıların kaldırılması ve mevcut yönetim planının bilimsel çalışmalara dayalı, koruma statülerine, sözleşmelere uygun ve katılımcı süreçlerle yeniden yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.