Tarih: 02.09.2018 23:12

Ulusoy bir krizi nasıl yönetemez?

Facebook Twitter Linked-in

Sevgili Dostlar, Eşim ve kızım fotoğrafını gördüğünüz otobüsten sağ salim çıktılar. Kızım da küçük kesikler dışında herhangi bir sorun yok, ancak eşim kaza sırasında başını vurduğu için boyun omurlarında kayma ve kırık meydana geldi. Ameliyat süreci başarı ile tamamlandı, şu an nekahat döneminde ve bir kaç ay içerisinde eski hayatına dönmüş olacak.

 

15 Ağustos akşamı Dikili’den İstanbul’a gelmekte olan Ulusoy Firmasına ait yolcu otobüsü saat 02:30 da Balıkesir’de şöförün uyuması sonucu şarampole yuvarlandı ve iki takla atarak ters pozisyonda durdu. Şansımız kazanın düz yolda ve Balıkesir Devlet Hastanesine sadece 1.4 km uzaklıkta olması idi. Aldığımız bilgiler ve öğrendiklerimize göre kazanın tek sebebi bayram öncesi yoğunluk sebebi ile ULUSOY firmasının şöförleri günde 18 saat çalıştırmasıdır. Tabii burada sorgulanması gereken en önemli şeylerden bir tanesi de kendisi dışında yaklaşık 40 kişinin canını taşıyan bu şöförün uykusuz olduğu halde kendisine verilen işi kabul etmesidir.

 

Sizler tabii ki bu kazayı medyada duymadınız, görmediniz. Bu tip firmalar isimleri sayesinde kaza haberlerini maalesef saklayabiliyorlar ancak unutulmamalıdır ki gerçeklerinde eninde sonunda ortaya çıkma gibi bir özelliği de bulunmaktadır.

Kaza haberini alır almaz ben İstanbul’dan yola çıkarak Balıkesir Devlet Hastanesine ulaştım. Ancak ortalıklarda ULUSOY Firmasından bir çalışan bulmak ne mümkündü. Sabah 07:00 gibi elinde bir liste ile gelen ULUSOY çalışanlarından Ahmet Dikbakan -kendisi İzmir Bölge Müdürü olduğunu belirtmiştir- acil serviste yatan hastalara bırakın geçmiş olsun dilemeyi adlarını bile sormadan sadece koltuk numaralarını sorarak not almış ve gitmiştir.

 

Bundan sonraki kelimelerimi düzgün ve dikkatlice seçmeye çalışacağım ancak kusurum olur ise şimdiden affola.

 

Sabah olması ile birlikte eşimi kontrole gelen Beyin Cerrahisi Uzmanı Fatih Sarı – kendisine teşekkürü borç bilirim – boyun omurlarındaki kayma ve kırık yüzünden ameliyat olunması gerektiğini, bu ameliyatı Balıkesir’de yapabilecekleri gibi dilersek bizi İstanbul’a da sevkedebileceğini söylemiştir.

 

Değerli Dostlar, dünyanın en zor işlerinden bir tanesi şehirlerarası hasta transferi imiş. Öncelikle hastayı istediğiniz hastaneye sevkettirebilme gibi bir lüksünüz yok. Mutlaka sevkeden ve hastayı kabul eden doktorların kendi aralarında anlaşması gerekiyor buna göre sevk ettirebiliyorsunuz. İstanbul’da konuştuğumuz birkaç hastane ise boyun yaralanması olan bir hastayı kabul edemeyeceklerini yolda başına birşey gelmesi durumunda sorumluluk alamayacaklarını belirtmişlerdir.

 

Bunun dışında esas dikkatimi çeken nokta ise yine hastanelerin acil servis üzerinden hasta kabulu yapmaya yanaşmadıklarıdır. Çünkü bir hasta acilden giriş yapar ise hastaneler bununla ilgili ücret talep edemedikleri için sizi istememeleridir.

 

Bu esnada ULUSOY Çağrı Merkezini arayarak hastane ve transfer konusunda yardımlarını istedim.

 

-Telefonu açan arkadaşın kaza olduğundan haberi yoktu.

 

-Telefonu açan arkadaş ısrarla bana Halkla İlişkiler Departmanının telefonunu verip oraya aramamı istiyordu.

 

-Neticesinde biraz da ısrar ederek bir yetkilinin bizi araması gerektiğini ileterek telefonu kapattım.

 

Yaklaşık 30 dakika sonra ULUSOY’dan aradılar, Yelda Balcı isimli ULUSOY çalışanı Halkla İlişkiler Müdiresi olduğunu söyleyerek kendilerinden bir arkadaşı bize yönlendirdiklerini ve bizlere yardımcı olacaklarını söyledi. Yaklaşık 1 saat sonra da yukarıda bahsettiğim İzmir Bölge Müdürü Ahmet Dikbakan hastaneye geldi. Kendisinden aldığımız yardım;

 

Siz hastaneyi bulun kendinizi transfer ettirin biz ULUSOY olarak sizin masraflarınızı karşılayacağız nasıl olsa koltuk sigortamız var şeklinde oldu. Bunun dışında bir destek göremedik zaten arkadaşta bunları söyledikten sonra gitti. Gidiş o gidiş bir daha da kendisinden haber alamadık.

 

Doğru hastane ve doktoru seçebilmek için daha önce de babamın ameliyatını gerçekleştirmiş olan Prof.Dr. Yılmaz Büyükuncu’yu aradım. Kendisi bize Memorial Hastanesi doktorlarından Beyin Cerrrahisi Uzmanı Ramazan Sarı’nın destek olabileceğini belirtti. Ramazan Bey ile yaptığımız telefon görüşmeleri sonucunda Balıkesir'deki doktor ile irtibata geçerek karşılıklı olarak eşimin sevkini Memorial Hastanesine yaptılar. Hem Yılmaz Hocaya hem Ramazan Hocaya bize verdikleri destekler için şükranlarımı sunmak boynumun borcudur.

 

Sıra eşimi Balıkesir’den İstanbul’a transfer etmeye gelmişti. Ancak bu işi de kolay zannetmeyin lütfen devletin ambulans servisleri şehirler arası hizmet konusunda yetersizler. Aldığımız bilgilere göre bu tip transferlerde eğer 112 ambulans servisleri kullanmak isterseniz sizi en yakın hastaneye götürüyorlar o kadar. Neyse SOS Ambulans ile görüşerek eşimi transfer ettirdik. Ambulansta görevli arkadaşlarını isimlerini alamadım ama tüm yol boyunca kusursuz bir hizmet verdiler ve sağ salim kendimizi İstanbul'a atabildik.

 

Bu geçen iki günlük süre içerisinde ULUSOY’dan ne arayan nede soran olmadı. Eşimin ameliyat olduğu akşam Halkla İlişkiler Müdiresini aradım. Siz nasıl insanlarsınız hem eşimi ve kızımı öldürüyordunuz hemde ne arayıp nede soruyorsunuz dedim. Aldığım cevap Genel Müdürümüz yolda size özellikle hastanede ziyaret etmek istedi bu akşam yanınıza geleceğiz dediler.

Genel Müdür olduğu iddia edilen daha sonra yüz yüze konuşmamızda bana acentelerden sorumlu müdür olduğunu belirten Sabit Özdemir isimli şahsı 3 gün bekledik. Biraz sonra yanınızdayız diyen ULUSOY firması 3 gün boyunca gelmedi en sonunda dayanamadım ben aradım. Yaklaşık 20 kere aramamdan sonra telefonu açma lütfunu gösteren bu şahıs bana hemen geri döneceğini söyleyerek telefonu kapattı ve yaklaşık bir 5 gün daha aramasını bekledik. Bu arada ameliyat tamamlandı hastaneden taburcu olduk hatta kontrole bile gittik. Geçen Cumartesi akşamı arama lütfunu gösteren bu şahsiyet ile Pazar günü saat 11:00 de bizim ofiste buluşmak için sözleştik ve beyefendi saat 14:30 sıralarında teşrif etti.

 

Kendi sabrımı zorlayarak bana hala hastanın adını vs soran bu şahsiyet ile yaklaşık 20 dakika görüştük. ULUSOY firması olarak daha önce bu tip kazalarda yolcuların yanında olduklarını vs anlatan bu şahıs hemen benim ardımdan patronları ile görüşüp bana geri döneceğini söyledi ve gitti. Bundan sonra iki gün boyunca bu yetkisiz ve ilgisiz arkadaştan haber alamadık. Benim aramalarımda telefonu açmadığı gibi hasbel kader görüşebildiğimiz durumlarda da ben size hemen döneceğim diyerek sırra kadem bastı ve kendisi ile görüşmek mümkün olmadı.   

 

Bugün kazanın üzerinde 16 gün geçti, hala valizlerimizi bile teslim etmediler. Halen arayıp sizin valiziniz ne renkti markası neydi gibi saçma salak soruları soruyorlar. En sonunda valizleri kaybettikleri de ortaya çıktı.

 

Şu an görüştüğümüz Halkla İlişkiler Müdiresi de otobüsün sigorta şirketi olan Anadolu Sigorta ile görüşmelerinin devam ettiğini avukatlarının konuyu takip ettiğini, en kısa sürede çözecekleri bilgisini vermeye devam ediyor. Ben hayatımda bu kadar yalancı, ilgisiz ve yetkisiz insanlar görmedim ve işin komik tarafı bu tip adamların çalıştığı firmalara günde belki binlerce kişinin canını emanet alıyorlar ve kimbilir sizlerin ve bizlerin bilmediği kaç kaza oluyor.

 

Özetle, eğer çevreniz ve mali gücünüz yok ise bu tip bir kaza durumunda canınız sadece allaha emanet, umarım kimsenin başına böyle birşey gelmez anca yaşamanız durumunda kendinizden başka yardımcınız yok arkadaşlar bilin istedim.

Konu ile ilgili olarak hem firma hemde uyuyarak 41 kişinin hayatını tehlikeye atan o şöför – Aydın Ulukazan – hakkında da yasal işlemleri başlatacağız.

Saygılarımla

Volkan Yılma

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —