Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişinde Bitlis’in ‘sıkıyönetim komutanı’ olarak listede adı geçen 10. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Arif Settar Afşar hakkında ağırlaştırıcı müebbet hapis cezası istendi.
Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının darbe girişimine ilişkin soruşturması kapsamında Bitlis’in sözde sıkıyönetim komutanı Afşar ve Kurmay Başkanı Ercüment Takır, Lojistik Şube Müdürlüğünden sorumlu Binbaşı Akın Cellat, Harekat ve Eğitim Şube Müdürü Yüzbaşı Halis Işıklı, İstihkam Şube Müdürü Taner Öztürk hakkındaki 55 sayfalık iddianame tamamlandı. Bitlis 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ/PDY’nin yapısı ve işleyişi hakkında detaylı bilgilere yer verildi. “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen iddianamede, Afşar’ın darbe girişimi gecesinde karargaha gelerek emrindeki askerlerin kışlada hazır olmasını istediği, haber merkezine gelecek mesajın okunmadan ivedilikle kendisine ulaştırılması emrini verdiği vurgulandı.
‘Yurtta Sulh Komitesince düzenlenen “Harekat Yıldırım” ibareli sözde “Sıkıyönetim direktifi” mesajının Şentürk A. Kışlasına gönderildiği kaydedilen iddianamede, mesajın sanıklardan Taner Öztürk tarafından zarfa konularak okunmadan Afşar’a iletildiği yer aldı. İddianamede; Afşar’ın, direktifin ardından diğer sanıklar Işıklı, Cellat ve Takır’a; kentteki vali yardımcıları, emniyet müdürü, belediye başkanı ve MİT Başkanını kışlaya çağırmasını, ilçe jandarma komutanlarını da arayarak kaymakam, belediye başkanları ile emniyet müdürlerini kışlalara davet etmeleri yönünde emir verdiği belirtildi. Afşar’ın, İl Jandarma Komutanı olan Albay Mustafa Gezer’i arayarak, silahlı kuvvetlerin yönetime el koyduğunu, kendisinin de ’sıkıyönetim komutanı’ olarak görevlendirildiğini söylediğine yer verilen iddianamede; şüphelinin, Gezer ve ilçe jandarma komutanlarını sözde ’sıkıyönetim komutanı’ olarak görevlendirdiğini, görev yerlerinden ayrılmayarak emir ve talimatlarının beklenmesini istediği kaydedildi.
İddianamede, Afşar’la görüşmesinin ardından emrindeki birlik komutanlarını arayarak, sözde sıkıyönetim talimatlarına uyulmamasını, tugay komutanlığından verilen emirlerin haberi olmadan yerine getirilmemesini isteyen Gezer’in, hukuksuz emirlere uymayarak darbe girişiminin başarısız olmasında önemli rol oynadığı bildirildi. Darbe gecesi Afşar’ın, Gezer’i tekrar arayarak Tatvan Jandarma Özel Harekat Taburu birliklerini il merkezine getirerek gerektiğinde kullanmak üzere hazır bulundurması emrini verdiği vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
“Afşar, il yöneticilerini çay içmek maksadıyla Tatvan’a toplayacağını, Gezer’den de ilçe jandarma komutanını arayıp ilçedeki yöneticileri kışlaya çağırmalarını istemiş. Gezer ise, ilçelere bu şekilde talimat vermesinin doğru olmadığını belirterek, görüşmeyi sonlandırmıştır. Diğer şüpheliler, Afşar’dan aldıkları emir gereğince aranacak kişileri kendi aralarında taksimat edip kaymakamları, belediye başkanları ve emniyet müdürlerini arayarak, ’ilçe jandarma komutanlıklarına davet edileceksiniz, davete icabet edin’ demiştir.”
Şüphelilerden Takır’ın, darbe girişiminin olduğu gün vekaleten Bitlis Valiliğine bakan Vali Yardımcısı Salih Altun’u da arayarak ‘Tugay komutanımız, sizi tugaya çağırıyor. Gelmeniz gerekiyor’ dediğine yer verilen iddianamede, "İl yöneticilerini kontrol altına almak ve akabinde derdest etmek için kışlalara çağırma faaliyetinden sonra 8. Kolordu Komutanı Yılmaz Uyar, Afşar’ı arayarak bir önceki görüşmelerinde sesinin tereddütlü geldiğini, ikili bir tutum sergilememesini, kanunun emrettiği şekilde davranmasını, darbe emrinin emir komuta zinciri dışında geldiğini söyleyerek yerine getirmemesi talimatını vermiştir. Görüşmenin akabinde Işıklı ve Takır’ı yanına çağıran Afşar, valiyi çağrıma talimatının iptal edilmesi emrini vermiştir" denildi.
10. Komando Tugay Komutanlığında görev yapan bazı askerlerin tanık sıfatıyla alınan ifadelerinde, darbe girişiminden önce Afşar’ın tugaydaki askerlere hitaben yaptığı konuşmada, izne giden ve rapor alan personele kızarak cuma gününe kadar görevlerine dönmeleri talimatı verdiğine işaret edilen iddianamede, “Tanıkların ifadesinden de anlaşılacağı üzere şüpheli Afşar’ın, darbeye teşebbüs eyleminden önceden haberinin olduğu ve 15 Temmuz öncesinde silahlı gücünü arttırmak için tüm personelin görevi başında olmasına dair hazırlıklar yapmıştır” ifadelerine yer verildi.
55 sayfalık iddianamede, FETÖ’nun örgüt isimlendirilmesi ve örgüt liderliği hakkındaki maddelere de değinilerek, “Örgüt; kutsal, insanüstü, yarı tanrı gibi görüp, Fethullah Gülen’i muhterem saymış. Terör örgütü mensupları ve örgüt sempatizanları kendilerini belirsiz şekilde ‘Hizmet harekatı’, ‘Cami’ ve nadiren de ‘Cemaat’ olarak isimlendirmektedir. Örgütün özellikle belirlediği bu muğlak ve anlamsız isimlendirmeleri, sahip olduğu ‘hayalet-karanlık’ vasfını güçlendirmek amacını gizlemek ve masum gösterilmesine yönelik bir algı çalışmasıdır” denildi.
“Deccal öldü, Mehdi doğdu”
İddianamede, Fethullah Gülen’in kendisini ‘mehdi’ ilan etmesine de yer verilerek, “1942 olan doğum tarihini Atatürk’ün ölüm tarihi olan 1938 olarak değiştirmesi ve Atatürk’ün ‘deccal’, kendisinin ise ‘mehdi’ olduğunu belirtiyormuş” ifadelerine yer verildi.
İddianamede; şüphelilerin, sözde “sıkıyönetim emri” doğrultusunda hareket ettikleri vurgulanarak, ilgili sevk maddelerince cezalandırılmaları talep edildi.
Şüphelilerden Işıklı ve Takır’ın örgütün kriptolu haberleşme programı “ByLock” kullandığı da iddianamede yer aldı.
