Ağrı’da 15 Haziran 2018 tarihinde Ramazan Bayramı’nda gittiği dedesinin köyünde kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüyle ilgili biri tutuklu 7 sanığın bulunduğu davanın duruşması bugün Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davaya minik Leyla’nın annesi Şükran ve babası Nihat Aydemir katılmadı.
Tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir SEGBİS ile Elazığ 2 nolu ceza evinden duruşmaya katıldı. Diğer sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Musa Aydemir, Besim Dursun, Hatun Dursun, Yıldırım Artam, Ayşe Artam ve avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Davaya Erzurum ve Ağrı barosu avukatları, UCİM avukatları ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da müdahil oldu.
Aile avukatı Erdoğan Tunç, annenin kim yapmışsa şikayetçi olduğunu belirterek, “Beyanlarımız doğrultusunda karar verin. Mahkeme kendi vicdanına göre karar versin. Biz acı üzerinden mağduriyet üzerinden suçsuz insanların cezalandırması gibi bir maksadımız yok dosyadaki delillere göre karar verilsin. Bir kişiye yapılmış haksızlığı bütün insanlığa yapılmış varsayarak karar verilmesini istiyoruz” dedi.
Ağrı Barosu adına katılan avukat ise, “Cezalandırılma yönünde savcı mütalaasına katılıyoruz ama beraat edilen kısma katılmıyoruz tüm sanıkların cezalandırılmasını talep ederiz” dedi.
UCİM adına duruşmaya katılan avukat ise, “Ailenin yurt dışına adam kaçırdığına ilişkin bilgilerin dosyaya yansıması nedeniyle tüm sanıkların hükümle birlikte tutuklanmasını istiyoruz” dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına duruşmaya katılan avukat ise, “Tüm sanıklar eylem ve fikir içinde hareket etmişlerdir. Cezada indirim uygulanmamasını talep ediyoruz. Tutuklu sanığın devamına ve diğer tüm sanıkların hükümle birlikte cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Tutuklu amca Yusuf Aydemir ise ifadesinde, “Mütalaayı kabul etmiyorum suçum günahım yok suçsuzum adalete sığınıyorum. Devlete sığınıyorum. Mahkeme heyetinin önünde yemin ederim suçum günahım yok. Ailem korona virüse yakalandı perişan haldeler bu nedenle beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Sanık Mehmet Ali Aydemir de, “Mütalaayı kabul etmiyorum. Ben Hamur ilçesine gitmedim. Benim köyde aracım yok araba kullanmasını da bilmiyorum. Ablamın evine de gitmedim kameralar incelenseydi bu durum anlaşılırdı. Benim de çocuğum var ben hayatım boyunca Nihat Aydemir’in evine gitmedim, Leyla’yı da tanımıyorum. Benim herhangi bir yere gittiğim yok 8 ay telefonum dinlendi neden bir şey yok. Ben kızı kaybolduğundan beri Nihat Aydemir’in yanındaydım. Beraatimi talep ediyorum. Suçum günahım yok. Nihat ve Musa benim yanımdaydı 18 gün boyunca ben hep Nihat’ın yanında oldum” diye konuştu.
Besim Dursun ise, “Mütalaayı kabul etmiyorum. Nihat’ların bayramda geleceğimden dair haberim yoktu Nihat benim Kanada’ya giden oğlumu gönderdi yakalanıp geri dönünce Nihat’ın bir alakası yoktur Nihat’ın bu hususta beyanının alınmasını istiyorum ben suçsuzum adalete sığınıyorum beraat istiyorum" şeklinde konuştu.
Yıldırım Artam da mütalaayı kabul etmediğini söyleyerek, "Karıma ve bana atılan iftiradır. Eşim hamileydi evimizin yanında okul ve belediye başkanının evi bulunmaktadır. Onlara ilişkin kameralar incelendiğinde benim evime kimsenin gelmediği görüşecektir. Adaletinize sığınıyor beraatimi istiyorum" dedi.
Ayşe Artam ise, “Ben de anneyim 3 çocuğum var ilk defa çocuğu televizyonda gördüm. Gidip gelmem de yok. Benim de 3 çocuğum var o çocuğa nasıl bir şey yaparım. Bu bize atılan iftiradır. Adaletinize sığınıyorum. Saliha Aydemir isimli kadının ürettiği dedikodular nedeniyle ben de suçlandım. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Kürtçe ifade veren Hatun Dursun ise, “Mütalaaya diyeceğim yok beraatimi istiyorum” dedi.
Sanık Musa Aydemir de “Beratımı talep ediyorum” diyerek suçlamaları kabul etmedi.
Sanıklardan Hatun Dursun rahatsızlandığı için mahkemeden çıkarıldı. Mahkemenin dava hakkında karar vermesi bekleniyor.