76 sanıklı FETÖ/PDY davasında 2. Ordu Kurmay ve Garnizon eski Başkanı Tümgeneral Avni Angun savunma yaptı.
Eski Ordu Komutanı Adem Huduti’nin savunmasının ardından mahkemenin öğleden sonraki celsesinde davanın 2 numaralı sanığı olarak yargılanan 2. Ordu Kurmay ve Garnizon eski Başkanı Avni Angun’un savunmasına geçildi.
15 Temmuz darbe girişiminde Yurtta Sulh Konseyi tarafından hazırlanan yönetim kadrosunda Malatya’da sıkı yönetim komutanı olarak gösterilen Avni Angun, savunmasına Adem Huduti gibi darbe girişimini kınayarak başladı. Angun, “Hiçbir şekilde içerisinde yer almadığım ve hayatım pahasına mücadele ettiğim asla tasvip etmediğim bu darbe girişiminde hayatını kaybedenlere rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum” diye konuştu.
36 yıl askerlik mesleği içerisinde bulunduğunu ifade eden Angun, 2015 askeri şurası ile Malatya 2. Ordu Komutanlığındaki görevine tekrar atandığına şaşırdığını söyledi. Darbe girişiminde basın yolu ile suçluymuş gibi gösterilmeye çalışıldığını ve işlenen suçların şahsına mal edildiğini iddia eden Angun, iddianamede yer alan suçlamalara cevap verdi.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile hiçbir bağlantısının olmadığını ileri süren Angun, “Ben veya çocuklarım bunların dershanelerine gitmedik, bankalarını kullanmadık, yardım yapmadık, toplantılarına iştirak etmedim abilere katılmadım. Gazete, kitap temin veya takip etmedim yurt dışı birimlerini ziyaret etmedim. MİT’in açıkladığı Byloock kullanıcısı listesinde yokum. Ev ve iş yerlerinde tüm malzemelerim hatta akrabalarım da bu işe tabi tutulmuş ancak bir şey bulunamamış” dedi.
Albay rütbesinde iken ilk 3 sicil numarasında olmasına rağmen sancağı olan alay yerine komutan yardımcılığına atandığını ileri süren Angun, “2008’de generalliğe terfi etmeme rağmen 1 yıl daha bekletilerek cezalandırıldım. Hemen hemen herkesin yurt dışına göreve gönderildiği zaman ben gönderilmedim. Üniversite sınav sorularının çalındığı yıl çocuğum üniversite sınavını kazanamadı. Alınan örgütün üyesi olsaydım bu tür konularda kendime destek sağlanması lazımdı. Somut delile dayalı bir işlem bulunamamıştır. Ankara’daki iddianamede yurt sulh konseyinde ismim bulunmamıştır” ifadelerin kullandı.
Meslekten ihracının hukuksuz bir işlem olduğunu ileri süren Angun, “Başkalarının eyleminin cezası bana çektirtilmeye çalışılmıştır. Bu konuda ilgili mahkemelere itiraz başvurum bekletilmektedir. Alınan örgüt ile ilişkim yok iken iddia makamı hangi delile göre bunu öne sürmüştür” dedi.
Hayatı boyunca FETÖ/PDY terör örgütü ile bir ilişkisinin olmadığını öne süren Angun, “Kaldı ki o gece kanunlara karşı olanlara direndiğim için 3 kez ölümün direğinden dönmüşümdür” ifadesini kullandı.
15 Temmuz darbe girişimini tesadüfen saat 23.00 sıralarında televizyondan öğrendiğini iddia eden Angun, “Ben olayları öğrendiğimde askeri hareketliliğin üzerinden 3 saat geçmişti. Herkesin hatırlayacağı üzere bu durumun bir takım askerlerin kalkışması ile oluştuğu ve başarısızlık ile sonuçlandığı ortadaydı. Bunun karşısında biran önce komutanları arayarak silah ve mühimmatlara sahip çıkmasını istedim” dedi.
Silahlı askerler tarafından evinin basıldığını ve can güvenliğinin olmadığını savunan Angun, karargahta da olduğu süre zarfında makamında tek başıma kalamayacağını düşünerek ordu komutanının odasına gittiğini söyledi. Güvenlik kamerası görüntülerini de yansıyan kendisine karargah koridorunda silah çekilmesi olayını anlatan Angun, “Silahı almak için hamle yaptım ancak beni iteledi, ateş etmesin diye sakin olsun diye geri çekildim ve oradan kurtuldum. Bu sırada orada bulunan diğer rütbeliler müdahale etmedi kimse engel olmadı” İfadelerini kullandı.
Darbecilerin derdest edilmesi teklifinde bulunduğunu savundu
Darbe gecesi eski Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti’ye darbecilerin derdest edilmesi teklifinde bulunduğunu savunan Angun, “Söz ve emirleri dinlemeyenleri oturup bekleyecek halimiz yok. Bunların önlenmesi gerekiyor. Bunların ellerini ayaklarını bağlayıp derdest edelim dedim. 3-4 güçlü personel gerekiyordu. Biz tabiri yerindeyse iki tane yaşlı adamız, bizim fiziki olarak mücadele edecek durumumuz yok. 3-4 adam istedim güçlü ve kelepçeli. Aradan zaman geçmesine rağmen kimse gelmeyince dışarı çıkıp baktım” dedi.
Albay Bahadır Erdemli’nin ellerini kelepçelediğini ve 5 saat boyunca alıkonulduğunu savunan Angun, “Benim içerideki faaliyetlerimi öğreniyorlar. Bir astın bir üstüne bu şekilde bir emir verir gibi konuşması temayüllere de aykırı. Albay Bahadır Erdemli bana silahı doğrulttu yakın mesafeden, emir subaylardan biri koluna girerek sakinleştirdi. Sadece maruz kaldığım bu muameleler bile darbe teşebbüsünde bulunanlarla bir olmadığımızın en açık göstergesidir” diye konuştu.
“Bilgi ve rızam dışında ismim sıkı yönetim komutanı olarak yazılmıştır"
İddianamede de yer alan isminin Yurtta Sulh Konseyi tarafından sıkı yönetim komutanı olarak yazılmasından habersiz olduğunu sunan Angun, “Bilgi ve rızam dışında ismim sıkı yönetim komutanı olarak yazılmıştır. Bu listeyi kimlerin oluşturduğunu bilmiyorum. Bu düzmece sahte bir evraktır. Her ne kadar sahte listeye ismim yazılmışsa da kanunlara bağlı biri olarak darbeye karşı duruşumu sürdürdüm. Daima kanunların yanında oldum, bu çizgiden hiç çıkmadım” diye konuştu.
Darbe girişimi sırasında karargahtan kimlerin kalkışmada yer aldığını bilmediğini ileri süren Angun, “Darbe girişimcilerini tek tek derdest edebilmek için destek istedik ancak destek gelmedi. Elde ettiğim bilgileri il jandarma komutan vekiline telefonla ilettim. As birliklerine benim ismimi görseniz bile sesli emrimi almadan hareket etmeyeceksiniz diyerek emir verdim” ifadelerine yer verdi.
İddianamede imkanı olduğu halde darbecileri derdest etmediği algısının oluşturulduğunu savunan Angun, “Sayın Vali o gece 30 kişi ile nizamiyede 1 kişiyi derdest edemiyor da ben 1 kişi olarak 30 kişiyi nasıl derdest edeyim. Ben can güvenliği olmadığı için ordu komutanının odasına sığınan birisiyim” şeklinde konuştu.
Olay gecesi Malatya Valisi Mustafa Toprak’ın kendisini aramadığını iddia eden Angun, “Sayın valimiz beni davet etmiş olsaydı çok etkin bir şekilde önlem alabilirdik. Ben kriz merkezinde olsaydım daha başarılı olurduk diye düşünüyorum. Karargahın her tarafını çok iyi bilirim, operasyonu bizzat yönetir gerekirse şehit olmaya razıydım. Ama karargahta bir tabanca ve 5 mermi ile bu işi tek yapamam. Ama dışarıda olsaydım 1 saat içerisinde bu operasyon biterdi. Kriz merkezinde bulunmayı gönülden isterdim. Adaletin yerini bulacağını ümit ediyorum” ifadelerine yer verdi.