Küresel güvenlik mimarisini sarsabilecek kritik bir gelişme yaşandı. Amerikan Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçi vekil Thomas Massie, Washington yönetiminin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nden (NATO) tamamen çekilmesini öngören yasa tasarısını resmen Meclis'e sundu. Bu adım, eski Başkan Donald Trump'ın NATO'ya yönelik eleştirilerinin ve ABD'nin Avrupalı müttefiklerine verdiği 2027 ültimatomunun ardından geldi; Avrupa başkentlerinde şok etkisi yarattı.
Massie'den NATO'yu Hedef Alan Tasarı: “ABD Dünyanın Güvenlik Battaniyesi Değil”
Tasarının sahibi Thomas Massie, yaptığı açıklamada, NATO'yu "Soğuk Savaş döneminden kalma, işlevini yitirmiş bir yapı" olarak nitelendirdi. Massie, "NATO, ABD'yi sürekli olarak dış çatışmalara sürüklüyor. Zengin Avrupa ülkeleri kendi savunmalarını karşılamayı reddederken, ABD dünyanın güvenlik battaniyesi olmak zorunda değil" ifadelerini kullandı. Tasarı, henüz ilk aşamada olsa da, ABD siyasetinde NATO karşıtı söylemlerin ne kadar güçlendiğinin somut bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Trump'ın Ağır Eleştirileri ve 2027 Ültimatomu Zemin Hazırladı
Massie'nin tasarısı, eski Başkan Donald Trump'ın NATO üyelerine yönelik ağır eleştirilerinin arttığı bir döneme denk geldi. Trump, defalarca, savunma harcamalarını Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) %2'sine çıkaramayan ülkelerin ittifaktan atılması gerektiğini dile getirmişti. Hatta Politico muhabirine, "ABD'yi yönetmek istiyorum, Avrupa'yı değil" demişti. Bu söylemlerin pratikteki yansıması ise Reuters'ın haberine göre, ABD'nin Avrupalı müttefiklerine verdiği 2027 ültimatomu oldu. ABD yetkilileri, Avrupalı delegelere, "2027'ye kadar NATO'daki kritik komuta ve koordinasyon görevlerinin çoğunu devralın, aksi takdirde ABD bu yapılardan çekilir" mesajını iletti.
Avrupa'dan Tepki: “ABD'nin İstediği Takvim İmkansız”
ABD'nin ültimatomu, Avrupa başkentlerinde derin bir endişe ve şaşkınlıkla karşılandı. Almanya, Fransa, Yunanistan gibi ülkelerden gelen ilk tepkiler, "Bu takvim gerçekçi ve uygulanabilir değil" yönünde oldu. Avrupalı askeri uzmanlar, özellikle istihbarat, küresel gözetleme ve füze savunma sistemleri gibi alanlarda ABD'nin teknik ve lojistik kapasitesinin yerini doldurmanın yıllar alacağını, 2027 gibi kısa bir sürenin ise neredeyse imkansız olduğunu vurguladı. Bu durum, NATO'nun operasyonel kabiliyetinde potansiyel bir zafiyete işaret ediyor.
Jeopolitik Denge Değişirken Türkiye'nin Rolü Artıyor
ABD'nin NATO'dan olası bir çekilme ihtimali veya ittifak içindeki rolünü azaltma çabası, jeopolitik dengeyi derinden etkileyebilir. Bu senaryoda, NATO'nun doğu kanadının ve kritik bölgelerin güvenliği büyük ölçüde Türkiye'ye kalacak. Orta Doğu, Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Kafkaslar arasındaki kilit konumu, güçlü ordusu ve diplomatik ağırlığı ile Türkiye, Avrupa'nın güvenliği için vazgeçilmez bir ortak haline geliyor. Türkiye'nin ittifak içindeki stratejik önemi, bu belirsizlik döneminde daha da artıyor.
Ukrayna savaşının tüm hızıyla sürdüğü, ABD Dışişleri Bakanı'nın 1999'dan beri ilk kez bir NATO Dışişleri Bakanları toplantısına katılmadığı bu kritik dönemde, Massie'nin tasarısı ve 2027 ültimatomu, Atlantik'in iki yakası arasındaki güven çatlağının derinleştiğini gösteriyor. Sürecin nasıl ilerleyeceği, tüm dünyanın gözünde.