15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe katılan Belediye Başkanı Feyat Asya, “Bugün bağrımızdan kopan 250 canın şahadet ile şereflendiği bir gün. Bugün zulmün helakına şahitlik ettiğimiz bir gün” dedi.
Muş’ta, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi. Akşam saatlerinde Muş Valiliği önünde toplanan halk, protokol üyeleri ile birlikte belediye meydanına kadar yürüdü. Vatandaşların yoğun katılım gösterdiği program ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Kur’an-i Kerim tilavetiyle devam eden programda protokol konuşmalarına geçildi.
Burada bir konuşma yapan Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, “Bugün, tarihe ilelebet adı ‘ihanet günü’ kalacak bir gün. Bugün bir ses ve bir sela ile sabahı muzaffer olacak bir gün. Bugün 80 milyon isimsiz ve silahsız kahramanın destan yazdığı bir gün” dedi.
Başkan Asya, şunları kaydetti:
“Bugün bağrımızdan kopan 250 canın şahadet ile şereflendiği bir gün. Bugün zulmün helakına şahitlik ettiğimiz bir gün. Ve bugün artık hiçbir şeyin dün gibi olmayacağı, yarını aydınlık, yarını özgürlük ve yarını inananların olacağı bir gün. İki yıl önce bugün, 15 Temmuz akşamı, bu ülkenin geleceğine kast edildi. Bir grup hain bu ülkenin onurlu halkına kurşun sıktı. Her şeyi kendilerince hesap etmişlerdi ancak Allah’ın hesabını düşünememiştiler. Bu aziz milletin göğsünü tanklara toplara siper edeceğini hesaba katmamıştılar. Bu topraklarda yaşayanlar olarak o gece el ele verdik, gönül gönüle verdik ve hep beraber bir tarih yazdık. Bizleri muvaffak eden Allah’a binlerce şükürler olsun. 15 Temmuz akşamı, bu toprakların tarihini, bu toprakların yiğit ve yürekli halkı yeniden yazdı. Her on yılda bir, ruhunu şeytana satmış uğursuz ve onursuz darbecilerin hakaretlerine, işkencelerine, cinayetlerine ve zulümlerine maruz kalan halkımızın onurlu ve yürekli evlatları olarak, imansız ve izansız cuntacılara geçit vermedik. Milletimiz, korkusuzca zorbalara, alçaklara, kalleşlere karşı dimdik durarak direndi. Onların o kirli emellerine ulaşmalarına imkan ve fırsat vermedi.”
15 Temmuz 2016 gecesi Muş’ta bir kalkışmanın yaşanmadığını hatırlatan Başkan Asya, “O gece Muş’ta bir kalkışma olmadı ancak 15 Temmuz akşamı sokaklara çıkan yürekli Muş halkı Ankara’daymış gibi, İstanbul’daymış gibi hareket ediyordu. Eşi ve benzeri görülmemiş büyük bir kardeşlik ve dayanışma ruhu içinde, milli irademizi küresel çıkar çetelerine teslim etmedik. Darbelerden epeyce canı yanmış bir halkın çocukları olarak haklarımıza, irademize, tercihlerimize, geleceğimize ve onurumuza sahip çıktık. İşbirlikçi, paralelci, cuntacı zalimleri birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla bozguna uğrattık. Adil ve aydınlık bir gelecek adına umutlarımızı tazeledik. Kardeşliğimiz daim olur inşallah” şeklinde konuştu.
“Yıllardır bu ülke insanının maddi ve manevi bütün duygularını kendi hedefleri ve hesapları uğruna sömüren bu zavallıların maskeleri 15 Temmuz’da düşmüş, gerçek yüzleri ortaya çıkmıştır” diyen Asya, “Kendilerinden başka kimseye Müslüman gözü ile bakmayan bu zavallılar, her türlü takiyyeyi yapıp bu halkı iliklerine kadar sömürmüştür. En başarılı çocukları ikbal ve başarı adına ailelerinden koparıp beyinlerini yıkayarak birer militan gibi kendi hesapları uğruna kullanmıştır. On binlerce yuva, bu aileler tarafından dağılmıştır. Büyük bir musibet olarak başlayan 15 Temmuz sonrası ihanetçilerin ifşa olması ile Allah’ın bir nimeti olarak bizlere sunuldu. O musibet sayesinde kimlerin hain olduğu orta çıktı. Topraklarımız üzerinden alçakça uçuşlar yaparak bize gözdağı vermek isteyen alçaklara bu millet haddini bildirdi. Kendi yerelimizde de vatandaşlarımız Cumhurbaşkanımızın çağrısından önce milli iradesine sahip çıkmak için sokaklara çıkarak tepkisini ortaya koymuştur. Aynı şekilde bu yürekli halk 27 gün boyunca ülke genelinde olduğu gibi Muş’ta da sokakları boş bırakmayarak adeta dünyaya meydan okumuştur. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“Bu topraklar küresel efendilerin işgal coğrafyası olmayacak”
Başkan Asya, konuşmasının devamında, “Milletimiz sayesinde bütün ihanet çetelerinin ve şer şebekelerinin hevesleri kursağında kaldı. Artık bütün dünya biliyor ki, bu can bu tenden çıkmadıkça, bu topraklar küresel efendilerin işgal coğrafyası olmayacak. Siyasetin, askeriyenin, güvenliğin, yargının en küçük birimlerine kadar sızmış, devleti ve toplumu tepeden tırnağa çepeçevre kuşatmış yalancı ve yabancı bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Bu yapıyla başa çıkabilmek için cesaretli, kararlı ve iradeli olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu tür yapılara karşı asla zaafa düşmemeliyiz. Onları hafife almamalıyız. Aksi takdirde çok pahalı bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Yeniden kurulan bir dünyada Ortadoğu’nun kadim halkları olarak irademizin emperyalizmin, Siyonizmin güdümüne girmesine izin vermemeliyiz. Yeniden varoluş öykümüzü bu kirli ve kanlı kalemlerin yazmasına rıza göstermemeliyiz. Bu karanlık güçlerin halen fırsat kolladığını unutmamalıyız. Nasıl ki 15 Temmuz’da irademize sahip çıktıysak, bundan böyle de gerektiğinde bedel ödeyerek irademize sahip çıkalım. Adil ve özgür bir dünyanın kurulması adına her zaman, her yerde ve her şekilde hazır olalım. Bu duygu ve düşüncelerle, irademizi ve topraklarımızı darbecilere karşı korurken şehit olan vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Rabbim, bir daha milletimize ve milli iradeye namluları doğrultmak isteyen, tankla, topla, mermiyle, bombayla, uçakla saldırmak isteyen bedbahtlara, güdümlü hainlere, alçaklara asla fırsat vermesin. Allah sizlerden razı olsun. Yaşasın adalet, yaşasın kardeşlik, yaşasın özgürlük. Kahrolsun cuntacılar, kahrolsun onların yerli ve şımarık piyonları. Kahrolsun onların kanlı oyunları, kahrolsun onların kirli emelleri. Zalimler için, caniler için, cuntacı ve darbeciler için yaşasın cehennem. Allah bir daha bize 15 Temmuzları yaşatmasın. Allah Türkiye halklarına zeval vermesin” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.