Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin Suriye rejimine ait hava üssünü vurmasına ilişkin değerlendirmede bulunarak, ABD Başkanı Trump’ın Esed rejimine misilleme yaparak bundan sonra kimyasal saldırıların cezasız kalmayac
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin Suriye rejimine ait hava üssünü vurmasına ilişkin değerlendirmede bulunarak, ABD Başkanı Trump’ın Esed rejimine misilleme yaparak bundan sonra kimyasal saldırıların cezasız kalmayacağını ortaya koyduğunu belirtti. Kalın, "Suriye’de güvenli bölgeler ve uçuşa yasak bölgeler olsaydı muhtemelen bu kimyasal saldırı ve diğer zulümler olmayacaktı. Bu aşamada ABD ve müttefiklerimizle, uluslararası koalisyonla ve Körfez ülkeleriyle görüşme halindeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, CNN International televizyonunda Cristiane Amanpour’a konuk olarak, Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Amanpour’un ’ABD’nin Suriye rejimine ait hava üssünü vurması’ ve ’Esad rejiminin gelecekte kimyasal silah kullanmaktan vazgeçip vazgeçmeyeceğine’ ilişkin sorusuna Kalın, "Ümidimiz bu yönde. Zaten dün gece Humus bölgesindeki Saryat Hava Üssü’ne yapılan hava saldırısını bu sebeple destekledik. Suriye rejimi Guta’da benzer bir saldırı gerçekleştirdiğinde ABD yönetimi o dönemde Başkan Obama’nın ifadesiyle ’kırmızı çizginin’ aşılmasına izin vermişti. Tabii o dönemden sonra Esed rejimi bu savaş suçlarını hem kimyasal hem de konvansiyonel silahlarla işlemeye devam etti. Bu nedenle Başkan Trump, dün gece Esed rejimine misilleme yaparak bundan sonra kimyasal saldırıların cezasız kalmayacağını ortaya koymuş oldu. Ancak tabii savaşın sona erdirilmesi ve Esed rejiminin başka suçlar işlemesini engellemek için atılması gereken başka adımlar var" cevabını verdi.
Şu anda Cenevre ve Astana olmak üzere iki sürecin devam ettiğini hatırlatan Kalın, "Bu süreçlerin ortak hedefi siyasi çözüm sürecini başlatmak ve sonuca ulaştırmak. Genel anlayış, Esed’in bu siyasi çözüm sürecinin sonunda görevde kalmayacağı. Bunun tam olarak nasıl yapılacağının belirlenmesi için zaman ve birçok pazarlık yapılması gerekecek. Ama Trump yönetimi, rejimin savaş suçlarına karşı net bir tavır alarak siyasi geçişin anlamlı olabilmesi için Esed rejiminin meşru güç olma iddiasından vazgeçmesi gerektiğini gösterdi. İkinci nokta ise Cumhurbaşkanımızın daha önce gündeme getirdiği Suriye’de güvenli bölgeler ve uçuşa yasak bölgeler kurulması konusu. Biz bu adımın atılması gerektiğini uzun süredir söylüyoruz. Bize bazı güvenlik sorunları ve lojistik meseleler dışında bunun neden yapılamayacağı hakkında somut, makul bir gerekçe sunulmadı. Suriye’de güvenli bölgeler ve uçuşa yasak bölgeler olsaydı muhtemelen bu kimyasal saldırı ve diğer zulümler olmayacaktı. Bu aşamada ABD ve müttefiklerimizle, uluslararası koalisyonla ve Körfez ülkeleriyle görüşme halindeyiz" açıklamasında bulundu.
Kalın, konuşmasında şunları kaydetti: "Aynı zamanda Ruslarla konuşuyoruz. Çünkü onlarla birlikte Astana sürecini başlattık ve Esed rejiminin saldırıları hem Türkiye hem de Rusya’nın desteklediği Astana sürecine zarar veriyor. Bu nedenle uluslararası koalisyon, Rusya ve İran dahil Esed rejimi üzerinde etkisi olan tüm taraflara Astana Süreci’ne zarar verilmemesi çağrısında bulunuyoruz. Önümüzdeki günlerde Ruslarla ve diğerleriyle konuşmaya devam edeceğiz. Sürecin ilerlemesi ve bu tür saldırıların tekrar yaşanmaması için atılabilecek adımları konuşacağız."
Amanpour’un, "Esed rejiminin üzerinde bir baskı oluşmasının mevcut sürecin gidişatını değiştireceğini düşünüyor musunuz?" sorusunu ise Kalın, "Öyle olmasını umuyoruz. Bu nedenle dün gece yapılan misilleme ciddiye almamız gereken bir gelişme. ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde benimsediği pozisyonu ve yapılan açıklamaları da takip ettim. Siyasi sürecin ilerleyebilmesi için Esed rejimi üzerinde ciddi bir baskı kurma konusunda hazır olmalarını cesaret verici buluyorum. Haklısınız, geçmişte birçok inisiyatif alındı ve maalesef bunlar başarısız oldu. Bu yaşananlardan alınması gereken ders tekrar başarısız olma lüksümüzün olmadığıdır" şeklinde cevapladı.